Jessica’nın en yakın arkadaşı da Trish Walker, radyo programcısı, küçük yaşlarından beri popüler olan bir karakter. Şu an için pek güçsüz ama ilerleyen sezonlarda (kalan dört bölümde olmaz herhalde) o da bir kahramana dönüşecektir.
Bir diğer kahramanımız da Luke Cage, kendi barını işleten, sessiz ve sakin bir hayatı tercih ediyor. Ancak Jessica inceden onu izliyor ve gözetliyor. Kısa bir süre sonra niye onu takip ettiğini öğreniyoruz elbette. Fakat çizgi romanlarda zaten Jessica ve Luke evlenip, çocuk sahibi falan oluyorlar. Bu diziye işleyecek mi göreceğiz? Yalnız öncesinde okuduklarım ışığında öyle çılgın +18 sahneler yoktu. Luke ve Jessica arasında ufak yakınlaşmalar söz konusu zira.
Kısaca sezonun hikayesine değineyim. Zaten Jessica ve Killgrave arasındaki muhabbetten bahsettim. Jessica bir şekilde onun elinden kurtulmuş fakat bu kurtuluş sırasında da Killgrave’i neredeyse ölüme terk etmiş. Haliyle psikopat karakterimiz bir gün geri dönüp, Jessica’dan intikamını alacaktı.
Özel dedektiflik yapan Jessica, kızlarından haber alamayan bir aileye yardım eder. Fakat bulduğu ipuçları onu adım adım Killgrave’e yaklaştırır. Hatta öyle ki “yemişim kızını, kaçıcam ben!” dediği sırada adı Hope olan kızı kurtarmak için yollara düşer. Killgrave, Jessica’ya uyguladıklarını aynı sırayla Hope’a da uygulamıştır ve bu yüzden Jessica’nın onun izini bulması zor olmamıştır. Fakat sonrasında olanlar daha da iç karartıcı. (Dikkat spoiler)
Hope’u ailesine teslim eden Jessica bu işten sıyrıldığını düşündüğü sırada her şey ters gider. Killgrave hala Hope’un zihnindedir. Oracıkta anne ve babasını öldürür. Aslında bu noktadan sonra da hikâyemiz başlar. Jessica, Hope’a yardım etmek ister. Hope gibi o da Killgrave’in tuzağına düşmüş birisidir. Ancak bunu kanıtlamak için Killgrave’i yakalaması gerekmektedir. İlk altı bölümde Jessica biraz da yardım alarak Killgrave’in peşine düşüyor. Hatta neredeyse yakalıyor bile.