Ve Tuncay Kes… Yarışmanın, Semih’ten sonraki başrolü. Kendisi 26 yaşında bir dağcı, Altar gibi o da güzel sanatlar fakültesi mezunu. Saç-sakal kombinasyonu ve marjinal sayılabilecek kıyafetleriyle açık ara yarışmanın en ilginç ve en eğlenceli yarışmacısı. Bildiğiniz üzere Kafe Grubu’nun lideri. Hoş gerçi artık grup namına bir şey kalmadı ama bu işin de Tuncay’a yaradığı kesin. Finalin nasıl olacağı hala tam olarak bilinmiyor ama Kafe Grubu’nun kemik kitlesinden geriye kalan tek kişi olan Tuncay, arkasındaki sağlam SMS desteği ile finale doğru gidiyor. Eğlenceli ve farklı diye tanımlayabileceğimiz bir kişilik olan Tuncay, Ütopya’daki vaktini genellikle bir şeyler üreterek geçiriyor. Aylardır bitiremediği ve Semih’lerin diline düşen yarım kalmış heykelini de nihayet tamamladı bu hafta. En sevdiği şey ise olmadık yerlerde pusuya yatıp geleni geçeni korkutmak. Genel olarak öğretici, yapıcı ve sempatik bir yapısı var. Ancak olumsuz yönleri de yok değil elbette. Benim düşünceme göre en çok yanıldığı konu, her şeyin bilgisine sahip olduğunu sanması. Gereksiz bir özgüven patlaması yaşadığı dönemler oluyor ara ara. Örneğin heykelini bitirdikten sonra Murat’ın laf atmalarına “Sen böyle şeylerden anlamazsın, çok konuşma,” minvalinde cümleler sarf etti ve muhtemelen karşı grubun seyircilerinin gözünde bir “tık” daha düştü. Bu tarz yakıştırmalar yapmanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Kendi grubuna karşı da şımarıklığa varan liderlik kompleksleri yaşıyor bazı zamanlar. Herkese direktifler veriyor, “bunu böyle yapın, şunu şöyle yapın” diyerek emirler yağdırıyor. Ancak Tuncay’ın arkadaşları gerçekten onun dediklerine önem veriyor olacaklar ki hiç karşı çıkmıyorlar. Tuncay kendi grubundan kendine bir eleştiri geldiğinde pek de sinirlenen bir insan değil, eleştiriyi kaldırabiliyor, oturup konuşabiliyor. Hatta bazen karşı grupla da oturup sakince tartışmaya çalışıyor ancak Semih’in sabote etmesi sonucu bu girişim hep sonuçsuz kalıyor ve karşılıklı laf atma seanslarına dönüşüyor. Hoş gerçi daha önce bir kadın yarışmacının dolabını tekmelemişliği de var Tuncay’ın. Hatta TV yayınında gösterilmeyen ve internet yayınında da sansüre gidilen bir olay var geçtiğimiz haftalarda; Tuncay’ın gelen misafirlerle kavga etmesi. İddialara göre bir misafir Tuncay’a onu sevmediğini ve istemediğini belirten cümleler söylüyor ve Tuncay da karşılık olarak tehdide varacak laflar sarf ediyor. Kavganın büyüdüğü söyleniyor. Bana kalırsa Tuncay bu tip kriz anlarında, -normalde olduğunun tam tersine- mantıklı düşünemeyen bir insan. Eleme stratejilerinde, Semih’lere uygulanacak olan taktiklerde vs. gayet mantıklı düşünceler ortaya koyarken bir gerginlik anında kendini kaybedip olmadık laflar söyleyebiliyor. Eh, Semih de bunun farkında ve her zaman Tuncay’ın üstüne oynuyor. Tuncay şu an ortada bir grup olmadığını ve kendisinin yarışmaya “bireysel” olarak devam ettiğini söylüyor. “Ben bireyselim” demesi bana kalırsa gayet planlı bir hareket. Zira bireyselim dediği anda eski Kafe Grubu’nun tüm SMS’lerini kendine çevirebiliyor. Akıllı bir insan ve bunu düşünerek “bireysel” olma yoluna gittiğini düşünüyorum. Hep aynı insanlarla oturup kalkıyor, geyik yapıyor, yemek yiyor, strateji yapıyor. Hatta oylamaları da anlaşarak yapıyorlar. Fakat hala ısrarla “bireysel” olduğunu söylüyor ki eski Kafe’nin oyları diğer “bireysellere” kaymasın. Bu taktik onu finale taşıyan taktik olacaktır kesinlikle.