Erkan Birgören Bizim Evin Halleri, Kavak Yelleri, Karagül gibi uzun soluklu işlerin senaristi. Sana Bir Sır Vereceğim gibi ekranın ilki sayılacak süper kahraman dizisini de yazmışlığı var. Hikaye yazmak, tıkanan hikayeyi açmak alameti farikasıdır. Başta söylediğim gibi seyredeceğim diziyi kimin yazdığına bakmak gibi huylarım vardır. Erkan Birgören yazıyorsa direkt izlerim. Twitter’da kendisiyle dizinin ilk tanıtım teaser’ının geyiğini yapmış olmamız tevafuk mu, tesadüf mü bilemedim. Sonrasında bu geyiğimiz hocanın dizinin fanları tarafından linç edilmesine sebep oldu (ahahahahahhahaha). İzleyicinin kafasında oluşmuş Kendal imajı, Erkan Birgören’i iki hafta boyunca sosyal medyada hedef tahtası haline getirdi. Açıkcası ben çok eğlendim. Sonuçta üç sezon kendisi tarafından Kendal zulmüne düçar edilmiştik. Şaka bir yana yazılmış en iyi kötü adamlardan birinin yazarına güvenmemek de ne bileyim…
Erkan Birgören ve ekibi diziyi devraldıkları altıncı bölüm itibarıyla dizide olmayan aksiyonu ve onun taşlarını ince ince döşemeye başladı. İlk üç bölüm Ferhat’ın üzerindeki nefret oklarını başka yöne çekmek için sosyal medya seyircisinin sıkılacağı karakterleri diziye soktu ama hikayeyi sağlamlaştırmak ve reytingi yükseltmek için yolu açmak gerekiyordu. Bolu’da başlayan hikayede karakterlerin menşei yoktu mesela. Bolu’nun yarısı Çerkes ve Bolu’da başlayan hikayede Çerkes bir aile yok. Turgay Kantürk’ün canlandırdığı Şahin Cigal karakteri ile eklenen çerkeslik detayı, daha sonra dahil olacak Azad Dağıstan karakterinin hikayesini sağlamlaştırdı. Ferhat’ın altı boş olan tetikçilik hikayesini sindire sindire ve karaktere kendini sorgulatarak doldurdu. Aslı’yı itilip kakılan ve itilip kakıldığı için günde beş vakit Ferhat’a beddua etmekten başka bir şey yapmayan kadın formundan çıkarıp olması gerektiği gibi ilişkide üstün olan taraf konumuna getirdi.