Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Siyah Beyaz Aşk: Reyting dediğin nedir ki gülüm?

Siyah Beyaz Aşk’ın tanıtımını ilk gördüğümde aklımdan geçen ‘’Bu nasıl tanıtım?’’ oldu. İbrahim Çelikkol’u aşırı sevmem bile ‘’Ben bu diziyi izlerim,’’ dedirtmedi bana. Dizinin tanıtımında hikayeye dair hiçbir şey yoktu çünkü. Tango yapan siyah giymiş İbrahim ve beyaz giymiş Birce, boks yapan İbrahim, motor kullanan İbrahim, traş olan İbrahim, salıncakta sallanan Birce, bir takım aksiyonvari hareketler ile derdinin ne olduğunu anlatmayan bir hikaye tanıtımı. Her sezon başı yayınlanan tanıtımlara bakarak Twitterda yaptığım dizi totoda Siyah Beyaz Aşk’a beş - altı bölüm ömür biçtim. Çünkü diziyi Sema Ergenekon ve Eylem Canpolat’ın yazacağını düşünüyordum. Senelerdir televizyon dizilerini kritik etmenin verdiği deneyim, seyretmeyi seçeceğim hikayenin senaristlerinin önceki işlerine bakarak geliştirdiğim bir savunma/öngörü diyebilirim buna. Tüm o fecaat tanıtım teaser’ına rağmen tabi ki ilk bölümü izledim. (Çünkü İboculuk bunu gerektirirdi. <3)

İlk bölüm sırasında/sonrasında yaşadığım şoku unutamam sanırım. Korkunç itici, şiddet dolu bir erkek baş karakter ve itilip kakılıp, hırpalanan bir baş kadın karakter. İkilinin yazdığı kadın karakterlerin işlenişi benim televizyonda seyretmek istediğim kadın karakter profili ile uyuşmadığı için tüm işlerine karşı her zaman mesafeli durdum yalan yok, lakin bu bambaşka bir şeydi. Sinirden tırnaklarımı avucuma bastırarak seyrettim koca bölümü. Bu kadar sukutu hayale uğradığım bir ilk bölüm olmuş muydu diye düşünüyorum da sanırım ilk beşe girer bu ilk bölüm. O korkunç ilk bölüm sonrasında rating denekleri de benim gibi düşünmüş olacak ki dizinin listeye girişi 16. sıradan oldu. Sonrasında zaten ‘’Ay, ne seyredip canımı sıkıp sinir olacağım yahu,’’ diyerek seyretmeme kararı aldım. Ama kediyi merak öldürür misali  ‘’Kadın bu hayvan heriften kendini nasıl kurtaracak, senarist bacılar beni utandırıp sopayı kadının eline verecek mi,’’ merağının peşine düşerek belki de ön yargılarımdan utanmayı çok isteyerek devam ettim seyretmeye. Çünkü senaryo yazılıyorsa eğer, hiçbir karakter değişime uğramadan hikayedeki varlığını sürdüremez. Ama bilin bakalım ne oldu? Tabi ki baş erkek karakter Ferhat milim gelişme göstermeden hatta dozunu da arttırarak ayılıklarına devam etti. Kendimi ‘’Baş karakterleri bırak, azıcık yan karakterlerle avun,’’ diye gazladığımda da yan tarafta İnstagram aforizmalarından hallice replikleriyle Namık ve Yeter’i buluyordum. Ki bu iki karakteri önceki işlerinde ayıla bayıla seyrettiğim Muhammet Uzuner ve Arzu Gamze ikilisi canlandırıyor. Velhasılı ilk beş bölümü tam da aşağıya yerleştirdiğim capsdeki Pembe repliğini söyleyerek seyrettim.  

1 2 3 4 5
Sümüklü Papatya
12/02/2018 15:50
YORUMLAR




DİĞER HABERLER