Bahri Baba, Çınar ağacı:
Hiç tereddütsüz, salise düşünmeden aklıma gelen ilk isim çınar ağacıydı, Bahri Baba için. Ulu çınar deyimini kullanmayan, duymayan, bilmeyen var mıdır? Deyim tabi ki çınar ağacından gelmekte. Şöyle ki; dünya üzerindeki türler baz alındığında boyları 500 metreye kadar çıkan ağaçlardır bunlar. Kollarıyla, sıcak yaz akşamüstlerini gölgeleyen. Uzun uzun yıllar süren yaşamı boyunca, gövdesinin boşaldığını ancak aynı formda kalabildiğini biliyor muydunuz? Bahri Baba’yı ve çınar ağacını yan yana koyduğunuz da eşleşmiyor mu şimdi bunlar? O Baba ki, Sefer’e, Zülfikar’a Taşkafa’ya, Sema’ya sahip çıkmış, karısını kaybetmiş, evlat acısı çekmiş, kızının yüzünü görememiş, yaşadığı yıllar boyunca onca acıya göğüs germiş. Ama hala aynı formda ayakta. Zafer’e, Adil Topal’a rağmen hala orada dimdik. Bilir misiniz? Çınar ağaçlarının yaprakları, toz ve kirden etkilenmeyen yapıya sahiptir. Üstlerinde barındırmazlar tozu kiri, tıpkı Bahri Baba gibi.