Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
Beyaz perde üzerinden kurduğumuz iletişim bambaşka. Aynı salonda tanımadığınız onlarca insanla aynı şeyi izlemek ama farklı şeyler görmek ve bir şekilde, bir sebeple izlediğiniz film ne olursa olsun aynı arınmışlıkla ve kutsanmışlıkla o salondan ayrılıp dışarıdaki heyecanını yitirmiş dünyaya çıkmak. O iletişim o kadar özel ki, devam ettirmek için başka yollar arıyor insan. İşte Oscar gecesi de tam olarak bununla alakalı, resmen bir ikili delilik. Sinema yılının kutlanması, yeni bir paylaşım yolu.
Bu ikili deliliğin başka bir getirisi de var elbet. Ne kadar insan kendini yarışa kaptırmamaya çalışsa da, bazı şeylerden benliğini soyutlayıp olacaklar için kuşbakışı bir vizyon kazanma gayreti içinde olsa da, bu kadar kişisel bağ kurulmuş bir konseptle ilgili duygularını her zaman ikinci plana atamıyor insan: İkili deliliğin ikinci kısmı da bu, az sonra okuyacağınız tahminler sadece birer tahminden ibaret değil. “Kim Kazanır?” sorusu, yaklaşık 6000 kişiden oluşan Akademi’nin beyninin içine girmeye çalışan, mümkün olduğu kadar nesnel, Akademi’nin belli formüllerinin üzerine kurulmuş eğitimli tahminler. “Kim Kazanmalı?” ise olanca öznel, tamamıyla kişisel fikirlerim. Oscar tahminlerine hoş geldiniz.
