Açıkçası filme girmeden önce biraz endişeliydim. Çünkü Batılılar tarafından çekilen bu tür LGBT belgesellerinden hep tuhaf, kekremsi bir tatla ayrılırım. Dışarıdan ülkenin sorunlarına küçük oryantalist bakışlar atan ve hiçbir şeyi tam olarak yorumlayamadan, yüzeysel izler bırakır. Yan yana oturduğumuz film eleştirmeni Muammer Bravda aynı fikirde. Bu gösterimden önce holigan belgeseli olan İstanbul United’ı izlemiş ve tam olarak aynı şeyi düşünmüş: “Hiçbir şeyi yorumlayamıyorlar”. Muammer, Trans X İstanbul için de aynı şeyden korktuğunu söylüyor ‘Eğer sıkıcı olursa, çıkarım yarısında’. Ben de aynısını yapacağımı söylüyorum.
Muammer ve ben filmin sonunda, hatta tüm festival boyunca ilk kez yaptığım şekliyle Maria Binder’in ekibi sahneye çağırdığı ana kadar salondan ayrılamıyoruz.