EDHO, 10 sezon da geçse asla konusu bitmeyecek, tıkanmayacak ve hala aynı şekilde izlenecek nitelikte bir dizi… Hiçbir yapımın onun önüne geçebileceğini düşünmüyorum. Ama aynı akşam öyle bir dizi daha var ki; EDHO’yu takip etmeyen kitlenin favori dizisi… Hayat Şarkısı yani. Uzun zaman sonra anti bir karakterin başrol olarak karşımıza çıktığı, hedefleri uğruna her türlü kötülüğü yapmaya hazır olan bir kadının ve alışılagelmişin dışında janti bir işadamı olmayan, patronluk taslamayan, aşkından kör olmayan ve mantığıyla hareket eden bir adamın hikayesi… Bunların yanında bir de öyle iki güzel karakter kondurulmuş ki diziye, resmen onlar için aç izle ve mest ol… İlki Tayanç Ayaydın’ın canlandırdığı; mükemmel aşık, mükemmel baba, sevmekte bir numara olan ve birinciliği kimseye kaptırmayacak olan Hüseyin, ikincisi ise Ahmet Mümtaz Taylan’ın hayat verdiği, ailesi için herşeyi yapabilecek olan, kalbi bu dünya kadar kocaman ve çocuklarına gerçekten sevmeyi öğreten adam Bayram Baba… Tabii ki diğer karakterlerin; Mahir’in, Zeynep’in, Melek’in, Kaya’nın pabucunu dama atamam ama onlar bir başka işte. Diziyi gerçekten izlenilesi kılan adamlar… O Ses Türkiye ile çakışmasaydı eminim ki listede EDHO’dan sonra ikinciliği kaptırmazdı ama maalesef O Ses’in klasikleşmiş ve programa sadık bir izleyici kitlesi var.
Bir de Hayat Şarkısı’nın flashback avantajı var… Hülya’nın geçmişi bize öyle güzel anlatılıyor ki… Most yapım bunu çok iyi beceriyor. Merhamet’te de aynı şekilde işlenmişti flashback sahneleri, Hayat Şarkısı’nda da aynı şekilde… Küçük Hülya’nın bile bir fan grubu var! Kerim’e daha ilk günden kafayı takması ve eninde sonunda istediğini elde edip onunla evlenmesi Hülya’nın ne kadar gözü kara olduğunun göstergesi. Kara Melek’ten bu yana bir anti karakterin başrol olarak karşımıza çıktığı ikinci en iyi dizi Hayat Şarkısı… İlki Karagül’ün Kendal’ı tabii ki! Onu unutmak olur mu?…
Bir de EDHO, O Ses Türkiye ve Hayat Şarkısı’nın ardından gelen iki tane sıcacık, içi mizah dolu, aile dizileri var; Familya ve Gülümse Yeter… Gülümse Yeter’e çok fazla bakma fırsatı bulamasam da denk gelince kanal değiştirmeyeceğim bir dizi olduğunu gördüm. Komik, sıcak, insanı iki saatliğine olduğu yerden alıp götüren bir dizi… Erdal Özyağcılar ve Erkan Sever çok iyi işler çıkarıyorlar. Genç kadroda iste sadece Yılmaz Kunt hariç hepsinin yerli yerinde olduğunu düşünüyorum. Fakat gerçekten Yılmaz Kunt’un kendisini geliştirmesi şart…
Ve Familya… Dizinin kadrosu inanılmaz iyi. Konu da harika… Bir de içinde Uğur Yücel var ya, biz daha ne isteriz ki? Ama bence günü yanış Familya’nın… Salı günü sadece aile dizisi izlemek isteyenler Hayat Şarkısı’na, aksiyonla karışık aile dizisi izlemek isteyenlerse EDHO’ya bakıyor. İki güçlü dizi ve bir de kitlesi kilitli olan O Ses Türkiye’nin karşısında Gülümse Yeter ve Familya’nın işi zor olacak gibi görünüyor. Bir de bu kadar zorluğun üstüneFamilya’nın geçtiğimiz hafta yaşadığı talihsiz olay reytingleri ister istemez etkileyecektir… Maalesef sosyal medyanın bu kadar güçlü olduğu bu zamanlarda bazı hassas konulara biraz daha dikkat edilmeli diye düşünüyorum. Tabii ki amaç kötü değildi ama artık ekranda kurulan her cümle çok tehlikeli yerlere çekilebilecek potansiyelde ve en ufak bir pot kişilerin linç edilmesine yol açıyor.
Bu yüzden Salı akşamının akıbeti önce EDHO, sonra O Ses Türkiye ve ardından da Hayat Şarkısı olarak devam edecektir… Gülümse Yeter ve Familya’nın bu güçlü rakiplere karşı işlerinin zor olduğu kanaatindeyim.
Sizin tercihiniz kimden yana?
Gerçeklikle birebir bağlantılı EDHO mu, güzel seven adamlar olan Cevherlerin söyledikleri Hayat Şarkısı mı, ince mizahıyla Familya mı, içinizi ısıtacak olan Gülümse Yeter mi yoksa birbirinden güzel şarkıların içinde kaybolacağınız O Ses Türkiye mi?