Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZEL
Aziz Ansari: Çok itici bu yüzden çok sevimli

Ansari’nin son işi Netflix için yaptığı Master of None dizisi. Üç bölümünü henüz izleyebildim ama hiçbirini izlemesem bile gözüm kapalı beğenirdim herhalde. Çünkü Aziz Ansari’yi çok seviyorum, ne yapsa iyi yapar diye düşünüyorum.

Master of None, New York’ta yaşayan Dev isimli Hint asıllı bir oyuncunun etrafında gelişiyor. Bütün New Yorklular gibi Dev de epey nörotik. Louis CK’den farkı Dev komedyen değil. Woody Allen’a benzerliği ise daha dizinin açılış jeneriğindeki oyuncu isimlerinin yazılışından belli; Manhattan’ın paltosundan çıktığı belli.

Aziz Ansari kendi kariyerinde göçmenliğe falan değinmemiş ama meğerse malzemeyi Master of None’a saklamış. Dizinin yaratıcısı, yazarı da o. Eklemeye gerek var mı, bilmiyorum, ama Dev fazlasıyla Aziz... Ya da Aziz’in bir yansıması.

Her bölümde Dev’in birinci dünyaya ait dertleri var: Babasına iPad öğretmek... Patlayan prezervatif anında ne yapmalı diye google’a danışmak... Evindeki İnternet’in kesik kesik çalışması... Konsere kimi çağırmalı...

Ama bütün bunların ötesinde çok samimi, içten temaları da var Master of None’ın. Televizyonlarda alışık olmadığımız kadar ırk temasına değiniyor mesela. Hindistan’dan kalkıp Amerika’ya gelen doktor babasının hikayesini konu alan bir bölümde Ansari’nin öz anne babası oynuyor. En yakın arkadaşı Tayvanlı ve birlikte, onun da babasını alıp yemeğe çıktıkları bir bölüm var. İkinci kuşak ‘Amerikalı’ gençlerin anne-babalarının hikayelerinden ne kadar habersiz olduğunu yemek masasındaki muhabbetlerden anlıyoruz. Dahası, bu gibi temalar, hatta Tayvanlı ve Hint kökenli karakterler televizyonda fazla yer almıyor, genellikle beyaz adamın hikayesini izliyoruz hep ekranlarda birkaç istisna dışında. Bu açıdan da ilginç.

Master of None tam da çok büyük şeylerin olmadığı ama sırf karakterler, gündelik yaşamda başlarına gelenler, bizim hayatımıza yakın muhabbetleri için izlediğimiz ve ekrandaki yeni kuşak yapımların modasına uygun bir dizi. Her yeni yapım Girls’le kıyaslanıyor ya bugünlerde... Looking’e Gay Girls denmişti mesela... Master of None’a da, aynı klişenin tuzağına düşerek, Göçmen Girls diyebilirim.

Göçmenlik bir leitmotif değil ama dizinin dokunduğu temalardan biri. Asıl leitmotif, gördüğümüz iki ana karakter ‘bizden’ farklı olsa da dünyalarına yakınlık duyabildiğimiz, kendimizden bir şeyler bulabildiğimiz, merak edip izlediğimiz gerçeği. Hint kökenli Dev ve Tayvanlı yakın arkadaşının Girls’deki Hannah ve arkadaşlarından, ya da sizden, bizden tek farkı birinin Hint kökenli, diğerinin Tayvanlı olması. Bu bir mesele değil, dizi de bunu anlatıyor zaten.

1 2 3
Oray Eğin
13/11/2015 10:52
YORUMLAR




DİĞER HABERLER