DİLARA GÜRPINAR - Paramparça
Yıllar önce aynı hastanede, aynı gün doğum yapan ve soyadlarında sadece bir harf değişiklik olan iki kadın doğum yapar. Biri ülkenin en zengin adamlarından olan Cihan Gürpınar’ın asil eşi Dilara Gürpınar (Ebru Özkan), diğeri ise eşi onu bırakıp Almanya’ya kaçmış olan Gülseren Gülpınar (Nurgül Yeşilçay)… İki güzel kız çocuğu dünyaya gelir ve soyad benzerliklerinden dolayı bebekler karışır.
Olaylar bu noktadan sonra başlar. 15 yıl sonra Cihan ve Dilara Gürpınar’ın biricik kızları Cansu’nun kaza geçirmesiyle gerçek ortaya çıkar ve Cansu öz annesinin peşine düşer. Gülseren problemli bir ergenlik yaşayan Hazal’ın annesidir. O da çok iyi bir annedir ama benim nazarımda bir Dilara değildir…
Dilara diktatör ve otoriter yapıda bir kadın olabilir ama büyütüp yetiştirdiği kızı Cansu’nun onu terketmek istemesiyle, onu görmezden gelerek öz annesini aramak istemesiyle yıkılır. O, öz kızını merak etmiyorken eşi Cihan’ın ve kızının bu tepkileri onu derinden yaralar. Asilliğiyle tüm problemleri çözmeye çalışsa da başarılı olamaz ve Gülseren hayatlarına girer. Bir de üstüne eşi Gülseren’e aşık olunca Dilara iyice köşeye sıkışır. Ne oğlu ona destek olur, ne de kızları… Oysa ki onun tek istediği bir aile olmaktır.
Büyüttüğü kızını kaybetmemek için, öz kızının düzelmesi için, eşini kaybetmemek için ve oğlunun desteğini alabilmek için verdiği savaşlarla Dilara Gürpınar en iyi annelerden biridir… Seni üzenler utansın Dilara Gürpınar, sen çok iyi bir annesin!
Yine de dizinin bir diğer annesini de böyle bir günde unutmak olmaz... Gülseren Gürpınar, sen çocukların için savaşmasan da, hep vazgeçsen de, pes etsen de iyi bir anne oldun... Senin de anneler günün kutlu olsun...
MERYEM & HAYRİYE ÇAKIRBEYLİ - Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Öncelik Hayriye Hanım’ın (Sabine Tozija) tabii ki … Çakırbeyli ailesinin direği, otoriter annesi. Tek isteği, çocuklarının ve torunlarının bir arada kalabilmesidir. Gelininin, manevi evlatlarının, çocuklarının ve torunlarının hayatlarına karışması sadece bu yüzdendir. Başı sıkışanın derdine deva olur ve hiçbir zaman ailesinin kılına zarar gelmesine izin vermez.
Bu yüzdendir oğlu Hızır'ın evli ve boyu kadar çocuklara sahip olmasına rağmen başı sıkıştığında hala onun koynuna saklanıp uyumak istemesi… “Anne” teriminin vücut bulmuş halidir.
Ve Meryem Çakırbeyli (Deniz Çakır)… Gücü ve asaletiyle daima ailesi, çocukları ve kocası için elinden gelenin fazlasını yapmaya hazır. Ne anneliğine laf ettirir, ne de kadınlığına. Her zaman dimdik ayakta durur. Ailenin tüm erkekleri gitse bile yönetebilir Meryem bu hanedanlığı… Sahip olduğu her şey için, ama özellikle de çocuklarının huzuru için ölüm emri bile verebilir; hatta çocuklarının kılına zarar gelse, zarar vereni kendi elleriyle boğabilir.
Meryem anneliğin, kadınlığın kitabını satır satır yazabilecek güçte bir kadın… Anneler günü kutlu olsun!…
SÜHEYLA CEVHER - Hayat Şarkısı
Süheyla Hanım (Seray Gözler)… Yıllarca küçük oğlunun özlemini çekmiş, büyük oğlunun arkasında kapı gibi durmuş ve Bayram Cevher gibi zor bir adama sabırla hanımlık yapmış. Tek isteği, tek düşündüğü çocukları ve gelinlerinin huzurla bir arada yaşamaları. Gelinlerinin arasındaki tartışmalarda bile yufka yüreği ile ikisini de kırmayarak bir orta yol bulmaya çalışır…
Merhameti en büyük özelliğidir. Bayram Bey onu o kadar sever ki, o aşkla daha da güzel yaşar ve yaşatır. Kocasının başka bir kadından çocuğu olduğunu öğrendiğinde bile ailesini düşünerek en mantıklı hamleleri yapar. Bade’yi de kendi kızı gibi sever ve hatta kendi çocuğu gibi anne dayağı bile atar…
İyi ki tanıdık seni Süheyla Hanım, anneler günün kutlu olsun…