ALİYE
“Çocuklarım olmadan asla” repliği ile anneliğini kanıtlayan yegane annelerden biridir Aliye (Sanem Çelik)… Gelenekleriyle meşhur, zengin bir aileye gelin giderken başına geleceklerden habersizdir. Kocaman evinde kayınvalidesi ve görümcesi ile birlikte yaşamaktadır. Bir gün eşi Sinan’ın kendisini aldattığını öğrenince eşyalarını toplayıp İstanbul’a, Feyyaz dayısının yanına dönmeye karar verir. Daha kaçamadan tren garında kocası Sinan’a yakalanır. Sinan’ın kızı Ayşe’yi elinden almasına engel olamamıştır ve diğer çocuğu Arda ile kendini İstanbul’da bulur.
İşte böyle başlar Aliye’nin dramı… Bir yandan İstanbul’da dünya iyisi dayısının yanında bir sayfa açmaya çalışırken, bir yandan da kızı Ayşe’yi kocasından almaya çalışır… Bu sırada tanıştığı Dr. Deniz ona hayatında yaşayamadığı duyguları yaşatırken, kocasının önüne koyduğu engeller, çocuklarının hasretleri, yaşadığı büyük sıkıntılar onu derinden yaralamıştır.
Aşağıdaki sahne her izlediğimde hem kanıma, hem gururuma dokunur. Kayınvalide de olsan, sen de bir kadınsın, sen de annesin! Başka bir kadına yapılacak şey değil bu… Bu yüzdendir bu dizinin bazı sahnelerini yüreğimin kaldıramayışı...
Dizinin finalinde yanında eski kocası Sinan’ın olmayışına sevindiğim kadar, Dr. Deniz’in olamayışına üzüldüm… Aliye, iki çocuğu ile engin denizlere açılırken sonunda hakettiği hayatı almış oldu.
Çocukların uğruna savaşmaktan asla vazgeçmediğin için senin anneler günün kutlu olsun Aliye ama bu kötü yüreğinle senin anneler günün kutlu olmasın İkbal Hanım (Ayten Uncuoğlu)!
SUDE BEYLİCE / KAYA - MedCezir
Müthiş derecede güzel, müthiş derecede bakımlı bir anne Sude (Şebnem Dönmez)… Çakıltepe’de, Asude iken yaşadığı yoksul hayatını tamamen hafızasından silmiş ve kendini geliştirmesi ile herkese de sildirmiş. Faruk’u görür görmez türlü entrikalarla onu kandırmış ve istediği hayatı elde etmiştir. Küçük kızı Beren onun bire bir kopyası ama Mira kendi kişiliğini, kendi karakterini kendi kendine geliştirmiş biri… Bu yüzden Yaman konusunda Mira ile devamlı çatışır. Para ve güç onun dünyasının merkezi olduğundan kızının Yaman ile değil, Orkun ile birlikte olup evlenmesini ister.
Ona göre annelik, genç kızlığında kendi çektiği sıkıntıları kızlarının çekmesini istememesidir… Eşi Faruk iflas edince Sude de onun eşi olmaktan istifa etmiştir. Söylediği kırıcı sözler, hakaretlerle bu evliliği boşanmaya götürmüştür. Ama bu onun için asla bir son değil, tam aksine bir başlangıç olmuştur. Çünkü bitti denilen yerde küllerinden doğup Asım Şekip Kaya ile evlenmiştir ve hem kızlarının hem de kendisinin hayatını garantiye almıştır. Bir ara damadının abisi ile çarpık bir ilişkiye başlamış bile olsa hemen kim olduğunu hatırlayıp duygularından vazgeçmiş, yeniden mantığını devreye sokmuştur.
Kim ne derse desin, kimi zaman yaptıkları ile kendini haksız konuma düşürse de Sude Hanım her zaman iyi ve çocuklarını düşünen bir anne olmuştur bana göre… Bir bölümde kızlarıyla dertleşirken söylediği bir cümle onun iki sezonluk karakterini çok iyi özetlemiştir;
“Ben balık tutmayı değil, balık yemeyi seviyorum…”
Anneler günün kutlu olsun Sude Hanım…
MELTEM - Çocuklar Duymasın
Yayınlandığı dönemde reytingleri alt üst eden bir diğer dizimizin annesi; Meltem (Pınar Altuğ)… Modernliği ile o zamanın çocuklarının hep ilgisini çekmiştir. Çocuklarına davranışlarıyla, ilgisiyle, desteğiyle, verdiği kararlarla ve hatta çocuklarının psikolojilerini gereğinden çok fazla düşünüp; eşiyle olan tartışmalarında devamlı mutfağı mesken edinen halleriyle onu da bu yazıya katmamak olmazdı…
Kızına verdiği akıllarla, güçlü duruşuyla, oğlunun destekçisi ve taşfırın erkeği Haluk’un biricik eşi Meltem, anneler günün kutlu olsun…