Ömer'in kafasına dank eden gerçekle başladık bu bölüme. Zamanında Sude'nin Defne'ye yaptıklarından sonra çıkışlarının bir yansımasını da bu bölümde Sinan'la konuşurken gördük. Maalesef ki artık insanları dünyanın iyi bir yer olabileceğine ve Ömer'e inandırabilecek tek kişi Defne bu saatten sonra. Düğün günü olmasına rağmen hiç düşünmeden gidip gerçekleri Alp'e söyleyen adamın susması gibi bir ihtimal olabileceğini zaten düşünmüyorduk fakat hesaba katmadığımız şeyler de oldu. Hayır Ömer'ciğim, canım madem Defne'ye hemen söylemek istiyorsun neden coolluk yapmak için gidip önce Pamir'e söylüyorsun? Zaten şu adamın tüm problemleri basketbol oynarken konuşmasına hastayım. Pamir de yavrum daha hiçbir şey bilmiyor ya Defne'yi teselli ettiğini falan söyleyerek Ömer'in damarına basmaya çalışıyor, kendi atardamarını kesmiş haberi yok. Tabii eski kiralık aşkına yeni kiralık aşk olarak tutulduğunu öğrenen Ömer'i duyunca nutku tutuluyor. Şaşkınlıkla izlediğim şey ise Sir Marden'in kendisini değil Defne'nin bilip bilmediğini düşünmesi oluyor. Ayrıca "O öyle der," Pamir'cim ama gelir Ömer'inin yanında uyur ve sen an-la-ya-maz-sın! Adam sevdiğini tanıyor.
Hani şimdi bir sürü kızıyorum ya Pamir'e aslında bu bölüm az ciğerimi de yakmadı, çaktırmayın. Kendine itiraf edememiş,üstelik ne hissettiğini biliyor ama adını bilemiyor işte. Daha önceden de yazmıştım, Pamir'in büyüme vakti. Kavrulma, olgunlaşma vakti. Biz de zamanında işin eğlencesinde sanmıştık bu beyefendileri ama bu Sir Marden resmen abayı yakmış matmazel! İki koca adam resmen sona kalan dona kalır demedikleri kaldı bütün bölüm boyunca. Ben size söyleyeyim, asansörle giden yol alır arkadaşlar, kesin bilgi. Yalnız merak ettiğm şeyler var. "Benden duyması daha iyi," diyen Pamir Defne'ye ne anlatacak? Çaresizce Neriman'ın kapanı içinde kaldığını, çırpınışlarını falan mı? Vardır elbet kafasında kurduğu bir şeyler yoksa açıktan açıktan, şu durumda Ömer'e meydan okuyacak ne yaşamış olabilir? Şöyle de bir durum var ki bizim piremsimiz öyle yalan şeyleri hiç misafir edemez buzdan şatolu gönlünde, hemencecik söylemek ister. Hayır yani ben olsam dilenci misali kapıda bekler, hiç olmadı bir iki lira toplardım. "Defne gelince haber verin," falan hiç benlik şeyler değil, benim ruhum fakir. Ne Pamir vazgeçiyor, ne Ömer. Anlayamadığım, Pamir Defne'yi Ömer'den bu çocukça hareketle ne kadar saklamayı düşünüyor. Yalnız bu Pamir şeytana pabucunu giydin diye kandırır giydirmez, o kadar yani. Olabilecek en makul kişiyi buldu bu iş için. Üstelik Koriş'in en zayıf noktasından vuruyor: çalışmadan zengin olmak.
Defne "Konuşmayalım yeter," diyebiliyor ya ben şaşırıyorum. Her şeyi yaşayan, her şeyin ceremesini ilmek ilmek çeken ve başlarına sırf konuşamadıkları, sağlıklı iki kelam edemedikleri için neler geldiğini en iyi bilen o. Kaçtıkça yukardan bir el uzanıp o sorunları çözmeyecek maalesef; üstüne gitmek,konuşmak, gerekirse bağırıp çağırmak ama bir şekilde halletmek gerek yani, benim fikrim. Kafasında sürekli Ömer'le alakalı paranoya kuran üstüne de "Ömer artık beni kontrol edemez," diyen güzeller güzelimiz sen ne yaşıyorsun kafanın içinde? Adam astral seyahat yapacak sana ulaşabilmek için kuzum senin derdin ne? Koray da farkında olmadan hem Pamir'e hem de Ömer'e yardım ediyor. Üstelik Defne'nin "Biz birlikte olamıyoruz," deyişine karşılık ağzımdan aldığı sözlerle "Aykadeş misiniz yoksa?" Hiçbir şey demiyorum,alkışlıyorum. Tabii Koray bu, bununla biter mi? Sözde Ömer'le konuştuğunu çaktırmayacak; önce hiçbir şey söylemiyor sonra da kafasında kurduğunu tahmin ettiğim karakterler hakkında deli gibi gıybet yapıyor, bıraksan sonsuza kadar konuşabilir. Adam Defne'sinin nereye kurufasülye yemeye gideceğini bile biledursun Koray da hiç şaşırmadığım açığını verdikten sonra suçu da ordaki adama atıyor; o söylemiş Ömer gelecek diye. Ah Koray çok yaşa e mi. E haliyle Ömer'in de canına tak ediyor ve beni bile şaşırtıyor Derya'ya "Defne'yi al benim odama götür, kapıyı üstüne kilitle," diyerek. Valla bana da bir haşin geldi Koriş haklısın ama bir şey soracağım Ömüş'cüm yüksek müsaadenle. Neden Derya? Anlatsana biraz. Bu kadar mı çaresiz kaldın kömürüm gözlüm. Acelesi bile varken tüm masaların hesabını ödeyen Ömer İplikçi yapmışlar pamuklara sarılabiliyo mu? Yufka yüreklimiz, iyilik şelalemiz...
* Cevdet Bağca-Al Ömrümü