Buket Uzuner Kumral Ada Mavi Tuna’sında der ki:’’ Yaşam, kime ne zaman ve nerede güveneceğimizi fısıldayan sağduyumuzun geçici bir mucizesidir.’’ Bu bölümün bir geçiş, bir bağlanış bölümü olduğunu düşünürsek ayrı ayrı her karakter zaman, mekan veya kişi ayırt etmeden birilerine güvendi. Selin Tuğçe’ye, Tuğçe Selin’e, Nazlı Savaş’a, Savaş Nazlı’ya, Güneş Ahmet’e, Rana Nazlı’ya. Hepsi sağduyularının getirdikleriydi. Hepsi doğru kararlardı. Dürüstçe, sırsız, yalansız bir dünya varken bir yanda niye yoruyoruz kendimizi böylesine? Yaşamak dediğin yanaşımken başka birine dürüstçe, sevgiyle, niye kırıp parçalıyoruz, yalanlar söylüyoruz, sırlar saklıyoruz? Görüyoruz kurguda da olsa dürüstlüğün, doğruluğun kapıları nasıl birer ikişer açtığını.Dünya yansa yine de cevabı bulunamayacak sorular soruyorum, biliyorum. Ama tek bir an gözünüzde canlandıysa o yalansız, bol sevgili ütopik dünya işe yaramış demektir. Herkesin dürüstlükte tavan yaptığı bu bölüm, yeni bir kilit noktayı da şak diye açıverdi gözümüzün önünde. Neler mi oldu buyurun kendimce özetliyorum.