Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Sahip olduklarımla, olamadıklarımla ya da
Sezon: 1 Bölüm: 30

*Çok garip ya, şimdi Ömer İplikçi'yi ete kemiğe bürüttüren adam Barış Arduç ya, başkası oynayınca zaten bi olmadı. Çocuk elinden geleni yapmış da işte olduğu kadar, olmadığı kader. Zaten yerine kimi getirseler olmayacaktı bizim gözümüzde, itiraf edelim. Ama en çok burda koydu vallahi. Defne'yle hafif bir böyle inceden müzik, göz göze gelmeler falan olunca "siz kime şekil yapıyorsunuz olm" diye elimde kumandayla koltuktan bir kalktım yani. Yok yok, yok öyle bir şey çıkar onu aklından öyle bir şey yok canım kendim.

O değil de "çarşamba cadısı" mı dedi Defne kendine? Demek ondan Ömer'in arsız çılgın bilinçaltında Defne'nin özerkliğini ilan eden o saçları ve "çarşamba cadısı" var. Adam bir görmüş bir daha unutamamış. Sonra İz gelsin beni unutamaz desin. Hadi git be. Git as kendini be öyle bir kadınım asarım biliyor musun. SEDALAMADAN GİTMEDİM OLLEY<3

Sadece tek bir sorum var; insanlar sadece çarpışıp bir şeyler düşürerek mi karşılaşıyor? Aynı anda akbil basmaya çalışırken karşılaşsalar vallahi daha mutlu olucam.

"Abi o saçı bıyığı bir suya tutar mısın o ne kına mı sürdün?"

*Bir minnağın da dediği gibi, Sadri Usta Ömer'in ilk kiralık aşkıymış ya la? Adam para almamış Allah'tan da, ben hep dedesi gelip bulmuştur falan diye düşünmüştüm. Bildiğin dedesi ayarlamış bunu. Ömer bunu da öğrense artık gider rimelleri çıkana kadar duşta oturup ağlar. Hayaaaaaağt ağlamaklııııığ:(

*Allaaaaaah'ım asıl acı buymuş, İso yemin ederim duysam gelir sarılırdım kardeşim. Kıyamam. Hocam İso ağlıyor tuvalete gidebilir miyiz bile demicem. Kerem Fırtına da sağolsun, sağlam iç parçaladı. Demek ondan bu adamcağız böyle değişti, hırçınlaştı. Kerem Fırtına'nın nüansına sağlık. Üslubu, ses tonu her şeyinde bir farklılık vardı. Kimi eskiye saç modeliyleeeeee kimi oyunculukla diyorum ve bombayı ortada bırakıp gidiyorum.

Yalnız Defne'nin "Allah sevdiği kuluna eşeğini önce kaybettirirmiş sonra buldururmuş, kim bilir sen ne eşekler bulucan," dediği sahnede ekrana Yasemin'i getirtmeyen montajcıyı ben napam ki. Daha o mesele var di mi? İsmail futbola tutunsun, ayak parampirçik olsun. İsmail Nihan'ı sevsin, düz adam Serdar alsın. İsmail Yasemin'le olsun, Sinan öpcüklesin. Ölsün mü bu çocuk ağalar beyler?

Hem zaten "nereye ayrılsın bu ayakla?". Kırmışsınız çocuğumu. Neyse ki Defociğiiii var da ona tutunur. Defne kendi kendinin isim annesiymiş, helal sana. Türkiye'ye bu "Defo" olayını ilk ben getirmiştim ama olsun, hem zaten bu Defne'ye daha çok yakışıyor. Defolu tontonum benim. Ahaahahahahaahaha 40 kilo kıza tonton dedim çok hoşuma gitti.

*Bütün aile sırtına bindiniz mi şimdi kızın. Tasarımcı olacak, kocaman kadın olacak kızı senelerce bu ailenin yükünü çekmeye mi mahkum ettiniz? O faydasız Serdar pireli uçuştursun, benim kızım gitsin çalışsın aileye baksın öyle mi? Adam mısın sen Serdar? Anane sana da iki çift lafım var. Serdar'a git çalış demişsindir inşallah. Kurban diye kızıl yüreğimi mi seçtiniz? Demek böyleymiş Defne. Sen bu yüzden tasarımcı oldum tasarımcı oldum diye yeri göğü inlettin. Demek bu yüzden neonlarla CÜNCOR TASARIMCI DEFNE TOPAL yazdırdın semtin girişine. Ne zordur hayal ettiği mesleği yapan adamın yanında tasarımcı olmak. Sana bir daha cüncor diyenin cücüğü düşsün.

Olm sen dağ gibi adamdın bu hal ne?

*Eğlencelikler bitti, sıra hüzünden burnumuzun sızlamasında. İso bileği parçaladı, Defo hayallerinden oldu, Sino da arkadaşını kaybetti. Kaybetmek demeyelim de, uzun bir özlem. Ama olsun, bak uyusun da büyüsün Sinancım. Gitsin de yakışıklı aslan parçası gibi gelsin. Şu yüzündeki hüzün var ya, onu görsem kalırdım ben muhtemelen. Ama olsundu...

*Yeeeeether duygulandırmayın yeter. Şimdi de Neriman'ın neden Ömer'in çok değerli yengesi olduğunu çözüyoruz. Ömer gibi ciddi, oturaklı bir adamın ne işi var Neriman gibi bir kadınla değil mi? Neriman'dan da hep bir şüphe duymuştum Ömer'e olan sevgisi için. "Sen benim doğurmadığım oğlumsun" dedin ya, sarılasım geldi. Öksüz, yetim Ömer'e yemekler yapan, sürekli takip eden, parmağındaki yüzüğü çıkarıp veren yenge, yenge gibi yenge. Kiminin annesi "koca istiyorum al beni al beni" diye yanıp kavrulup Alamanyalara kaçıyor, kiminin yengesi dört dönüyor. Bir de çocuğa Kiralık Aşk bulmayaydın iyiydi. Gerçi onu kızına da yaptı. Deli bu ayol, bu da hafif serseri.

*22 Ocak 2015, Sude'yi ağlarken görme rezaleti. Ben bi gittim geldim yemin ediyorum. Sen ağlama Arap...

Sude'ye bir üzülmedim değil. En azından güzelce anlatılmış bu Sinan manyaklığının, ailesinin neden bu kadar Sinan'la olmasına karşı olmasının sebebini. Şimdi bu Necmi nasıl izin versin Sinan&Sude ilişkisine? Kız hımkıra hımkıra ağladı vallahi, kendini yakacak diye korktum. Hayır bir de zavallım resmen arsadan girmiş Sinan'a, yüz senedir falan seviyor. Sonra adam gitsin Yasemin'i, Defne'yi falan sevsin iş mi. İyi ki Amerika'ya gitmişsin de evde sağlam biblo kalmış. Oh ne güzel İstanbul ya, derdi olan onu bunu savuruyor. Ben sinirlenince telefonu ancak yumuşak zemine fırlatabiliyorum. Rahatlığa gel, oh!

1 2 3 4 5
Pelin Arslan
25/01/2016 10:38
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR