Şunu da kesin olarak anladık ki Game of Thrones, Demir Adalıların da hikayesi değil. Sezonun inanılmaz aceleciliği bir kez daha bir sahneyi berbat etmeyi başarıyor. Olaylar şöyle ilerliyor:
Yara: Ben Kral olacağım
Kalabalık: EEEEVEEEEET
Yara: Tamam o zaman.
Kalabalıktan Biri: Ama sen kadınsın
Kalabalık: Yuuuuuh
Kalabalıktan Biri: Theon döndü, erkek o, hemen kral olsun.
Theon: Benim pipim koptu.
Kalabalık: Eveeeet.
Yara: Ben olayım o zaman.
Kalabalık: Eveeeeet.
Euron: Ben geldiiim.
Kalabalık: Oleeeey
Euron: Ben kral olayım.
Kalabalık: Eveeeet.
Euron: Balon’ın ölüm emrini ben verdim.
Kalabalık: Katiiiil çok severiiiiz
Euron: Kral benim.
Bu ne be?
Game of Thrones, Işığın Tanrısı’na tapanların hikayesi de değil. Daha çok bir merdivenle anlatılan iktidarın, kaosun, hırsın, gücün; kısacası senin benim, insanın ve insan doğasının çirkinliğinin hikayesi. Yeni kızıl kadınımız Kinvara, yavaş yavaş merdivenleri çıkıp Varys ve Tyrion onun seviyesine inerken, din manipülasyonunun, kendinden daha büyük bir güce tapmanın rahatlığının, onun koruması altına girmenin aldatıcı rahatlığı tek bir duruşla, tek bir kareyle anlatılıyor. Sezonun genel temasıyla paralel olarak, gösteriyi yine Game of Thrones’un güçlü kadın karakterleri yönetiyor.