Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Ömer'in Defne'si
Sezon: 1 Bölüm: 40

Allah aşkına çekil aşkım, İplikçi olcaz diyorum neden anlamıyorsun?

Nihan'a da bak sen, tam bir çöpçatan. Allah için, Koray'la Nihan'ı tanıştırın artık biriniz. Şu çarpık ilişkilerinizi, iletişememelerinizi öyle bir toplarlar ki, ne olduğunuzu şaşırırsınız. Gıybet tayyymmm, yerlere yatarız yerlere. Düşünsenize düğün alışverişi için mağaza mağaza gezip, organizasyon şirketini aşağılayan, döven Koray ve Nihan'ı dayanamazsınız. Dayanamamak istiyorum. Ne olur ki sanki(: Hulusi İplikçi ile Türkan Teyze'min arasındaki ateşi öyle bir harlıyor ki, Neriman görse kahrından ölür. Nihan'daki potansiyel hepsinden çok çıktı tam bir Esra Erol. Defne'yi Ömer'e olan hisleri konusunda taa en başında uyandırmasından belliydi, yere bakan yürek yakanım. Yalnız rica ediyorum, yavaş koş. Yürür adımlarla koş. Hamilesin, en çok sen hamilesin. Defne de hamile kalmaz umarım, yalnızca sen hamile olabilirsin. Ve sitem ederek soruyorum, Osman Akça neden bu kadar yok? Az bile diyemiyorum resmen yok.

Defne duyduğumuza göre bugün Ömer'e yalan söyleyememişsin, olaya el atalım istedik.

"Dedeye sahip çıkalım." Yok ben iptal, gülmüyorum, anırıyorum. Nihan, bu hafta çıtasını Koriş'imden bile yukarı çıkardı, üzerime mahalle sahneleri atın. Türkan Teyze'mle Hulusi Bey Amca'm, sizden bizden, herkeslerden daha hızlı çıktılar. Aile zamazingosuna mı güleyim, Ömer'in Topal Ailesi'ni özlemesine mi bilemiyorum şu an. Bana yüzlerine pek bakmıyor gibi gelmişti, yanıldım zaar. "Ben geleyim aile zamazingosuna," Ah bana vahlar bana. Adam durdu durdu, dedesinin geleceği gün, gelmek isteyesi tuttu. Bunlar hep dolunayın etkileri. "Gel tabii gel, her zaman gel de bugün gelme." Ahahahah. Defne'den Ömer'i morartma seansları vol bilmem kaç. Adam içinden, "Beeeen Ömer İplikçi, kim beni evinde istemeyecekmiş şaşarım," diye geçirmiyor olsa, biraz üzülebilirdi, ama konduramıyor tabii. Mesela siz Nihan'a sordunuz mu, "Büyük İplikçi mi gelsin, Küçük İplikçi mi, hangisini daha çok istersin masada?" diye. Gerçi, "Kanka nasılsa küçük olanı artık zaten bizden, biz büyük olanı tavlamaya bakalım," diyebilirdi de. Olsundu, bir sorsaydınız önce. Hayırdır Türkan Teyze'm, nikahı basmadan öldüresin mi var Hulusoş Bey'i, perhizdeki adama kızartma yediriyorsun, neyse ki aşk iyileştirir hahahaha, dayanamıyorum. 40 bölümde kimsenin alamadığı yolu depar alarak koşuyorlar ve bayılıyorum.

Ömer'im İplikçi'm, insan sevgilisine, dan diye "Çıktık, Fikret'le, ona gidiyoruz," der mi? Yürek yedin de mi geldin? Kızın dua et, cendereden arta kalan boş vakti yok, yoksa bir "Ömer, sen hayırdır ya?" diyecek. Ama bu şu an Defne'nin aklına gelen son şey. Yalnız Ömer, Fikret'in hal ve tavırlarından fazlasıyla kendisiyle alakalı sinyalleri alıyor, rahatsız oluyor. Defne'den bahsetmesi ve Defne'yi ne kadar sevdiğini belli edişleri çok hoşuma gidiyor. Bana bunlarla gel Ömer İplikçi. Dur ya da gelme Defne sana gelmiş, eve git sen. "Geldim ben, sana, kapıdayım," Hahahahah. Ömer'i eve ışınlayan cümleyi de nasıl da biliyor, bak sen, çakkal Defne, o saatten sonra Ömer Fikret'in sokağından geçmez. Defne farketmeden, Fikret'in yollarını da kapıyor aslında, Ömer'e sahip çıkmamız lazım. Şunun şurasında Ömer İplikçi'ye aşık olmayan bir tek erkek karakterlerimiz kaldı, tövbe. Zaten Fikret'i gördüğüm yer, lansman yeri, Defne'ye "Gitme kal," diyen Ömer'ler, "Defne benim asistanım,” diyen Sinan'lar. Sakin kalamıyorum. Bunlar hep travma.

-İso, ben de sana geliyordum...

-Yapma yaaaa!!

Acaba "Beşiktaş aşkına" dersem, Ömer'e "Kiralık Aşk bendim, Defo değil" der mi bu İso?

Hayır gülmeyeyim diyorum ama elimde değil. İnsan utanır, senin için arabasını satan insana, "Koş al adamdan arabayı acil de, bir şey de," demeye. Bir kere Defne'ye artık bir asistan lazım, söylediği yalanların seceresi için. "Ağaç bile bizi geçti İso." Hahahaha. Defne beni benden alıyor. İso-Defne sahnelerini ekstra bayılarak izliyorum. Bir Fenerbahçe'li olarak, Beşiktaş Marşı sahnesinde, ölesiye eğlendim. "İso goll goll golll" deyince, kendinden geçip, gaz pedalının altına sıkışan paspası camdan fırlatıp, gaza yüklenen İso'lar, yüreğinize sağlık. Defne'nin şu çılgın hallerine Ömer'in de şahit olmasını isteyen bir ben miyim?

Neriman İplikçi'nin, Beş Kağıt Akademisi'ne acilen Defne'yi yazdırmamız lazım. Zira, üst bacaklar için merdiven egzersizi yapmak çok manasız. Kızıaaam senin karşında Ömer İplikçi var, sana dese ki, "Spora mı merak saldın sevgilim, sabah 5'te bendesin, küreğe gidiyoruz," napçan o zaman? Zaten bir sıkımlık canın var, ruhunu teslim edeceksin boğazın serin sularında. Bin düşün bir söyle. Adam diyor ki, "İso'nun aracını kapıda gördüm." Kız da diyor ki, "Evet, özledim seni göresim geldi, takılalım biraz diye." Ama kimse de demiyor ki, "İso'yu da davet edelim." Hemen açıklama bekliyorum, neden böyle davranıyonuz ki?

Sen İso'yu çağırmadın madem içeriye, ben de seni çağırmıyorum baskete.

"Fikret mi? Neriman Hanım mı? Yok Sude." Eee buyrun madem Defne'nin cenaze namazına, e hadi. Bu üçlü değildiyse de gelen, zaten kendini açık etti fazlasıyla, bunlar hep Ömer'in bilinç altına, ilmek ilmek işleniyor. Teşekkürler Sinan, Defne'ye yenge dediğin için, geçen hafta bu isteğimi dile getirmiştim, çok tatlı olmadı mı? Defne de "Bey" hitabını bıraktığında olacak bu iş. Şimdi bir soru yönelteceğim sizlere, Defne, "Allah için basketbol oynayın," derken, "Gidin, gidin gelmeyin," demek ister gibi olmadı mı? Bu gidişat kötü yerlere gidiyor, korkuyorum. Zaten bu saatten sonra da komik olmuyor Ömer için bu artık tatlı telaşlı hallerden çıkıyor, yahu adam aptal değil ya!

1 2 3 4 5 6
Dilara Pamuk
04/04/2016 12:22
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR