Yasemin ve Sinan arasındaki aşk açmazı son sürat devam ederken, bu durumu fazlasıyla keyifli izliyorum. Yasemin ve Sinan'ın cüretkar halleri son derece hoşuma gidiyor. Sinan'ın "Bu sefer başka" sına, Ömer'in mimikleriyle verdiği tepkiyi versem de, Sinan'ın haşarı ve kendinden emin halleri, Yasemin'in de ayağını yerden kesmesi son derece güzel. Ve ben de aralarına hiçkimsenin girmeyeceği konusunda, hemfikirim ekran karşısında. Yalnız, Ömer Sinan'la arabadayken, konu Sinan'ın geldi bahar ayları gevşedi gönül yayları mevzularına gelince, Defne'ye de gelecek mi diye korkmadım değil. Ömer'le ilgili en büyük ikilemlerinden biridir bu. Sinan'ın bir arada Defne'ye kedicik kedicik diye yanıp tutuştuğunun sinyallerini aldı mı alamadı mı, merak etmiyor değilim.
Peki ya Koray Sargın? Zaman zaman sosyal medyanın dili, zaman zaman aradığımız tüm soruların ve gelecek spoilerlarının vücut bulmuş hali olarak karşımıza çıkan Koriş'im, büyük bir dilemma yaşadı koca bölümde. Passionis başlığı altında, Ömer ve Sinan'a olan kocaman sevgisinin hep farkında olduk Koray'ın.
Tarafsız gözükse de çoğu zaman sezarın hakkını sezara teslim edişleriyle Koray hiç tepki almadı benden. Neriman'ın Defne ile Ömer'i ayıracağı ihtimalinde Neriman'a destek vermeyeceğine inancım da buradan geliyor. Çünkü Defne'yi manken olarak kullandığı gerçeğini Ömer'le Sinan öğrendiğinde, Ömer'in kapısını çaldı bir akşam Koray, özür dilemek için en mahçup haliyle. Herkes değişir de Koray Sargın değişmez, iyiliklerle dolu kalbinden ödün vermez bence. Ömer dahil herkes Koray'ı tam da bu yüzden sevmiyor mu? Lakin Koray, sergi hırsına, ün hırsına yenik düşerek, Passionis'e ihanet etti bu hafta. Aynı Neriman ve Necmi'nin köşk hırsına Ömer'e ihanet edişleri gibi. Koray'ın haklı sebepleri vardı evet, Ömer'se yine prensiplerinden ödün vermemeyi seçti ve ama'lardan sonrasıyla ilgilenmeyen bir duruş sergiledi karşısında. Çünkü Ömer arkadaşı dediği adamın, kendi tarafında olduğuna inanmayı seçmişti ve Sinan'la da hemfikirdi bu konuda. Tam tersini görmeyi hazmedemediler.
Ömer, sevdiği herkesin kendi tarafında olmasını isterken sonuna kadar haklı görüyorum ben kendisini. Defne'nin de Passionis'e geçmesini herşeyden çok isterim. Olması gerekenin de bu olduğunu düşünüyorum, malum Tranba vakası. Ve hatta bunun Yasemin'e vefasızlık olduğunu düşünmüyorum zira zaten Defne'nin istemsizce Tranba'ya çizim satarak, Passionis'e yaptığı en büyük vefasızlıktı. Defne'nin tasarımcı olmasına vesile olan Ömer'dir, Yasemin sadece bir aracıydı ve Cherrie kadar zaten başkaları da düşebilirlerdi Defne'nin peşine. Tam bu noktada, Ömer'e "Seni üzecek bir şey yapmam merak etme" diyen Defne Hanım'lar benim fazlasıyla hoşuma gidiyor. Çünkü Defne Ömer'in canını çok yaktı. Defne'nin canı yanmadı mı? Elbette yandı ama Ömer'in suçu günahı yoktu. Ömer, Defne'nin kendisini sevip sevmediğine kadar düşünmeye başlamıştı üstelik, Defne'nin yaptığı hiçbir davranışı kafasında oturtamıyordu. O yüzden şu an Ömer'in kendinden ve Defne'den emin oluşları tam da Defne kendisine güven ve huzur verdiği için diye düşünüyorum ben, naçizane. "Kendimi en huzurlu en rahat hissettiğim yer hep senin olduğun yer. O kadar güzeldin ki, bir papatya gibiydin masada. Öylesine sade, narin, çekingen. Sen benim hayatımın aydınlık tarafısın, huzur veren tarafısın. Hep kaçıp saklanmak istediğim yersin bana iyi gelen." diye haftalar sonra dile gelen Ömer ve "Bütün bilinmezliğine rağmen, tek bir sarılmanla tekrar diriliyorum, yuvama dönüyorum" diye dile gelen Defne'ye kalp kalp kalp. İşte ben bölüm burada bitsin istedim. Deniz ve Sude'nin pis gülüşlerine haftaya maruz kalsaydık keşke.
Bitmedi... Tranba en iğreti görkemiyle Defne ve Ömer'in karşısına dikildi. Yalnız herkesin içerisinde, hiç kimseleri umursamadan sarılan Ömer ve Defne'si, Tranba'nın da karşısında duruşunu bozmadı. Tranba'nın Defne'ye imalı bakışlarından sonra, Defne'ye bakan ve sonrasında, gözlerini yumup sakinleşmeye çalışan Ömer'i görünce, yüreğime bıçak sapladılar. Defne panik yapmasın da kim yapsın? Sude diyosun, Tranba diyosun, çek diyosun. Bunun bir sonraki safhası "Haklısın güvenmiyorum" diyen Ömer'ler. Öyle olmasa bile, attık içimize unutamıyoruz. Neriman, Sude'ye "Kaybetme" dedi ama 70 milyon tek yürek etmediğimiz beddua kalmadı, o Sude'nin gidişatı yaş, ben size diyeyim. Keşke Neriman bu oyuna girmeseydi de, Defne ve Ömer birbirlerine aşık olmasaydı da, Necmi Neriman'ı terketmeseydi de şu Sude gelmeseydi. Los Angeles'ta moda yerine fitne fesat bölümü mü okudun arkadaş, bu ne entrika ben anlamıyorum. Anlamıyorum Şükrü, kafam almıyo, almıyo, almıyo. Hani böyle bir yere gitmeye çalışıyoruz da varamıyoruz gibi, gelecek bölümler için alt yapı yapıyoruz ama gelecek çok belirsiz sanki. Geçiş bölümü diyip geçeceğim ama saymayı bıraktım artık, haftalardır böyle bir geçemiyoruz gibi sanki. Hani Neriman'ın Defne'ye 11. Bölüm'de söyledikleri gibi, tam kapıdan giriyorduk ama sığamadık. Zilin sesini duymadılar. Tam zilin sesini duydular, kapıya gidiyorlardı engeller çıktı. Kapıya gittiler, göz deliğinden bakıyorlardı bizi görmediler, boyumuz yetişmedi. Hislerimi ancak böyle açıklayabildim.