Sen neymişsin be Eymen kardeş! Kaç zamandır kimseciklerin, hatta Defne'nin o iğneleyici laflarıyla bile Hulusi dedenin kafasına dank etmeyen şeyi ufacık bir satranç konuşmasında hallediverdin. Senin tam da olman gereken yerde olduğunu düşünüyorum şu an. Hulusi Dede'nin Sude'ye "Aileden sayılır," demesi de boş değil, söyleyeyim bak. Bitti mi şimdi oyun? Ciddi ciddi bitti yani, Defo'cuğumuzu sıkıştırmalar, üstüne üstüne gitmeler yok yani? Tabii Neriman'a karşı en ufak bir güvenim olmadığı için korkularım sevincimden daha ağır basıyor. Yine "Ömer benim yarattığım Defne'ye aşık," deyip,tıpkı önceden Hulusi Bey’in yaptığı gibi Defne'yi Ömer'e layık görmeyecek, Ömer'in ona ne kadar aşık olduğunu görmezden gelerek aylardır bir araya getirmeye çalıştığı ikiliyi şimdi ayırmaya çalışacak. Kaçtı değil mi ağzınızın tadı? Kaçmasın kaçmasın, daha konuşmamız gereken konular var bunu şimdilik unutalım.
Sude de ilk oyunu öğrendiğindeki hırçınlığını törpüledi, her an patlayacak bir bomba gibi dolaşan hallerinden eser görmüyorum ben. Hatta Koray'ın doğum gününde Defne’ye sarıldığını görünce şoke oldum. Daha sakin artık anladığım kadarıyla o şu an ve kendine dahi itiraf edemese de Eymen ona da iyi geldi. Fakat Sude'nin damarına da acımasızca basılmıyor mu? Yıllarca kendini birine aşık sanmış, takıntısı olmuş, onun için gün saymış şimdi bir anda başka biri onunla birlikte olmak için Sude'den izin istiyor. Kim rahatlıkla olur tabii diyebilir? Bu kız çatlamasın da n'apsın? Nasıl kendini o entrikadan o entrikaya atmasın? Ayy ben ne ara Sude'nin savunucusu oldum? Mahçup oldum şu an.
Fikret Gallo hakkında bir sürü düşüncem var. Artık emin gibiyiz sanki onun mavi saçlı kız olduğundan, fakat emin olmadığımız şey, bunu kim biliyor? Gerçekten öyleyse bu kızın bize bir zararı dokunur mu? Hiç zannetmiyorum. Daha çok yardımcı olmaya gelmiş gibi bize. Belki Defne'yle sıkı dost olurlar fakat Ömer'e göz dikmez; yani öyle umuyorum. Zamanında Ömer'e pusula olan kızın birdenbire böyle bir zamanda tekrar ortaya çıkması çok manidar değil mi sizce de. Kim bilir bu sefer de başka birine pusula olmaya gelmiştir. Belki Defne, belki İso, belki de yine Ömer. Tam diyorum ki nasıl da geldi gocunmadan Defne'lere aynı bizden biriymişcesine, ufaktan bir sempati duymaya başlıyorum diyorum, pat Ömer'e bir değişik hareketler. Bir anda Passionis ile çalışmaya karar veren Gallo Hanım’ın sanki gıcıklığına yapıyormuşcasına Ömer'in çizimlerini beğenmemesi, sen çiz ben elbise tasarlarım demesi bir battı bana. Lakin fragmanda da gördüğümüz üzre terzi hanım Defne'nin bir türlü kabuk bağlayamayan yarasına dikiş atacak gibi; ama oyunu mu öğrenmiştir işle mi alakalıdır bilinmez.
Es geçemeyeceğim bir şey ise Ömer odaya girip Gallo'yu görünce çalan şarkıyı kim koydu, o kimin düşüncesi şoktayım, meraktayım, dehşetlerdeyim. Ne içtiyse rica ediyorum bıraksın bizim akıl sağlığımız için lütfen, aşırı aşırısı rica ediiciim. Aklıma takılan bir iki şey daha var, Ömer'in normalde Gallo'dan bahsederken umursamaz hali ama onu görünce kuzu oluşu, Defne'nin "Harika bir kadın," deyişine kaşılık "Ne Fikret’miş arkadaş," diye serzenişi. Bana koca bir ego savaşını çağrıştırıyor. Yani tutarsızsın Mr.İplikçi ama yine de bir çarpık gülüşüne tav oluyorum ben, kıyamıyorum.