Neyse dönelim diziye…

Selin kocasına hak vermiş olacak ki, koltuktan almaya geldi Orhan’ı. Zaten beli tutulmuştu zavallının. Evlilik bir kişinin kararı ile yürümez dedi Selin, haklısın dedi kocasına. Orhan’ın gurur yapmasına hak verdi karısı. Neyse tatlıya bağlandı konu…

Zeynep ile Fatih, evdeki ilk gecelerini kazasız atlattılar, sıra geldi ikinci geceye… Evde bir takım sesler duyan Fatih önce Zeynep’ten yardım istedi. Ama Zeynep, bunları benim sana söylemem, senin de aşağıya inip kontrol etmen lazım deyince dank etti Fatih’e.

Aşağıya indi ki, bir de ne görsün? Bir tane hırsız, eline feneri almış, yüzü maskeli baya baya soygun yapıyor. Kafasına vurduğu gibi bayılttı adamı Fatih.

Ama sonrası olaydı. Adamı konuşturdular. Ama bizim saflar adamın sıktığı bütün palavralara inanıp, hırsıza acıyıp, vah vah işsizmiş garibim diyerek bir güzel karnını doyurdular, erzak hazırladılar ki çoluk çocuk yesin, bir de üzerine para da verip gönderdiler adamı.

Sabah kalkınca telefonlarını bulamayınca anladılar yaptıkları saflığı. Bir de kamera kayıtlarını izlediler ki, meğerse bunları uyutup ekipçe içeri dalmışlar, evi bir güzel soymuşlar. Ama çocuklar siz de pek safsınız, nerede görülmüş hırsıza çay demlendiği, eline harçlık verildiği. Neyse neyse üzülmeyin, bu da mutlu yuvanızın nazar boncuğu, başınızın gözünüzün sadakası olsun.