Ertesi gün şirkete gitti Zeynep, ilk iş annesi ile barışmak tabii. Annesi önce nazlandıysa da Zeynep aldı gönlünü kadının. Hem de en can alıcı yerinden vurarak: ‘Sen de beni korumak için herkese yalanlar söylemedin mi? Ben de oğlumu korumak için yaptım’. E tabii bu konuşmanın sonu sarılma ve affetme ile bitti.

Otel hayatları uzun süremeyeceğine göre bir ev bulmaları gerekiyordu Fatih’le Zeynep’in. Tam da burada yine paranın gözü kör olsun diyoruz ve sözü Fehmi Bey’e bırakıyoruz: ‘Size düğün hediyem olsun, kendinize beğendiğiniz bir evi alın. Hatta bizim bilmem kim Bey’lerin yeni yaptırdığı siteye de bakın’. Fatih bu sözler karşısında önce yok, ben, ailem, kendi ayaklarım falan dediyse de teklifi kabul etti nihayetinde. Ama babasından bir de ricası vardı. Annesi ile ilgilenecekti ki, O da Fatih Fatih diye peşine düşmeyecekti. Tamamdı, o iş Fehmi’deydi.

Bu arada tam gaz devam eden Ayfer ve Darbeli aşkına Ayfer’in eski kocası, boyu devrilesi Mustafa şahit oldu. Ertesi gün Darbeli’nin mekanına gidip hesap sorma gafletinde bulundu ki, Darbeli kendi yöntemlerini uyguladı adama. Ayfer’in peşini bırakacaktı başka çaresi yoktu.

Fatih Zeynep’i arabaya bindirdiği gibi bir sürpriz peşine düştüler. Bizim bildiğimiz ama Zeynep’in bilmediği sürpriz tabii ki evdi. Zeynep gittikleri eve bayıldı, hayallerindekinden bile güzeldi bu ev. Tamamdı, yeni yuvalarını bulmuşlardı. Sonrasında hep birlikte dayadılar, döşediler, şipşirin bir ev haline getirdiler orayı. Oh! Sonunda gerçek bir aile olmuşlardı.

Mukaddes Fehmi’nin tatil teklifine önce ‘Fatih’i nasıl yalnız bırakırım?’ falan diye nazlandıysa da sonradan kabul etti. Ve hoop kayağa! Güzel görüntüler izledik. Kayak yaptılar, kardan adam yaptılar, sonra olan teleferikte oldu. Mukaddes 3 deyince atlayacaktı ki, Fehmi daha 1 der demez kendini yere bırakıverdi.