Meral ve annesi eski evlerine geri döndüler ama bu kez de kilit değişmişti; soğukta dışarı da kaldılar ama konuşmaları ve çalan müzik o kadar sıcaktı ki bence onlar da üşümemiştir.
Kader ve Mert ilişkisine gelecek olursam geçen hafta da demiştim Feriha misali yalanlar sıkıntıya sokabilir. Resim üzerinde iyi bir ikili oldular bence, kalmasını isterim dizide Mert'in ama sanki Mert de yalan söylüyormuş gibi; izleyelim görelim.
Emine Ablam, canım ablam çok üzülüyorum ona. Adeta yaşıyor rolünü, ama biraz tekrara bağlandı gibi sahnelerinde zira sanki diyaloglar bile aynı geliyor kulağa. Yeni hikayeler yazmak şart ablama yoksa dizideki etkisinin azalmasını istemiyorum. Artık Nazan'ın katil olduğu çıksa keşke, fazla uzatılmasın.
Defne ve saz arkadaşları yine Meral'e ağır ithamlarda bulundular ama derslerini aldılar. Yine yoluştu durdu kızlar ama son cümlede Defne'nin Meral'den tokat yemesi çok yerindeydi. Sen kimsin kızım Meral'in annesine namussuz diyecek?
Cemre ve papağan kılıklı Zeyno yine bir aradaydı, bu sefer can yakan Zeyno değil annesi oldu. Cemre'ye saydı da saydı evlerden ırak bu kadın üstelik bir ara acımıştım kendisine bu da cılk çıktı. Yine de iki kardeş sarıldılar birbirlerine.
Nazan Hanım eve girdi CD'yi ararken ansızın Kemal kapıdan içeri giriverdi ve Nazan şok, Nazan iptal. Nazan bir yolunu bulup tam kapıdan çıkacakken hoop kapı vuruldu ve gelen Eylül idi. Ne alaka diyeceksiniz, Eylül CD'nin Kemal'de olduğunu öğrendi, bunu almak için geldi. Derken Nazan saklandı ve Eylül içeri girince Kemal birden kapıyı kilitledi, eyvahlar olsun ve Eylül'e çirkin sözlerle tacizde bulunmaya ve daha da ötesi dilime yakıştırmadığım şeyi yapmaya yeltend. Umarım olmaz ama Nazan Hanım'ın bunu göre göre o pencereden atlayıp kaçmasına da gönlüm razı değil. Bakalım gelecek hafta neler olacak?
Beni sabırla okuduğunuz için okuyan gözlerinize sağlık, hoşça kalın…