Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Hayaller özür dileme, hayatlar posta koyma
Sezon: 1 Bölüm: 46

Sinan, Ömer'e kurduğu cümleyle, hayatını özetlemiş oldu. "Defne sana, bana el uzat dedi mi? Bir şekilde kalkacaklardı demek ki altından.." Ben de Sinan'ın neden hiç Defne'ye yardım etmediğini sorguluyorum. Adamın yardım istemeyene el uzatmama huyu varmış, ben şok. Yasemin yardım istediği için Passionis'te, Defne kötü bir şekilde Sinan'a geldiği için yazlık evin anahtarıyla taçlandırılmış. Demek ki ben bu borcun altından kalkamıyorum diye belirtmesi lazımmış Defne'nin Sinan'a. Her şeyi geçtim, Ömer'in, "Ben yardım etmek istedim," cümlesini neden "ağağağağağğa" modunda karşıladı Sinan anlayan varsa beri gelsin. Ömer, Defne'yi kırdığı için, özür dilemeye karar verir. Gelsin Sinan'dan özür dilemenin tdk anlamı, sadece gülmek istiyorum. Ömer'im İplikçi'm, Defne'den ilk özrünü dileyeli bir yıla yakın oluyor, biz sizlen hiçbir şeyleri paylaşmıyoruz kii.

"Özür dilicem." Ahahah nerden anlasın Şükrü Abi'm, kimden neyin özrünü dilediğini nereden anlasın? Kim duymuş Ömer İplikçi'nin ağzından böyle sözler? Bin senede bir özür dilediği için, heveslisi gibi herkese reklam ediyor. Ben diliycem, özür diliycem, beeeen Ömer İplikçiii. Güldük bitti, şaka bir yana, Ömer'in, Şükrü Abi'mle ayak üstü de olsa girdiği sohbet haline bayıldım. Koca yürekli Şükrü Abi'm, "İnsan sevdiğine gurur yapmamalı. Mesela ben Zehra'yla hiç kavga etmem, hemen özür dilerim. Niye kavga ediyim ki, karım o benim sonuçta, hayat arkadaşım.." şeklinde dile getiriyor Zehra Abla'mıza olan hislerini. Karıcığım senin için söylüyorum, Ömer Bey siz kafanızda nereye isterseniz koyun diyor aslında. Abi gibi abi, dost gibi dost! Derken, Şükrü Abi'mden yılın golü geliyor, resepsiyon diyor, davetiyesi diyor, Defne de postalarınızda bunu aramıştı zaar diyor. İyi niyetinden öptüğüm, ponçik kalpli Şükrü Abi'm, tek bir şey soracağım sana; "Neden?" İlla güzel bir şeyler yapmak istiyorsan, git Defne'nin kapının önünde fukara gibi sabahladığını, saksıları yastık yaptığını söyle be abim.

Etik yiyip de mi yürek yiyip de mi geldiğini anlamadığım Derya'nın postalara sahip olası tutarsa ne olur? Hiç iyi olmayacağı kesin. Esas kız gelmiş, "Aşkım gel artık, özür dileyeyim senden" modunda. Esas oğlan desen, "Özür diliycem en çok ben diliycem" diye döne döne dolaşıyor. Ama işte Ömer İplikçi'nin kaderi bu, hep bir muammayla karşılaşıyor. Defne'nin odasına bir hışım giren Ömer İplikçi, "Senin benim postalarımla zorun ne sevgilim, bu kalbi kırıp kırıp neden parçalıyorsun? Açık açık anlat şimdiki sırrın ne sevgilim, neden şimdi yeni bir dert yaratıyorsun?" diye soruyor, Defne çevrimdışı şu an, tünele girdi, çekmiyor.

O sırada Kiralık Aşk Fandom.

Açık havada devam etmeye karar veriyorlar bu  sohbetlerine, açık hava deyip geçmeyin, 17. kat, korkuyorum. Çünkü hayaller özür dileme, hayatlar posta koyma. Gelsin ilan-ı aşk etmeye gidip de aşk itirafı bekleyen Ömer'ler. Gelsin Serdar&Nihan düğününde her şeyi halletmek üzere konuşmaya başlayıp, "Haklısın, güvenmiyorum," diye kalkan Ömer'ler. Allah'tan bu seviyeyi geçeli çok olmuş da, yalnızca kavga edip, ayrılmadan yola devam edebiliyoruz. Değişmeyen tek şey, Defne'nin iyi niyeti sebebiyle kırılan Ömer'ler. Korkmadım değil, yandım yandım eşliğinde bir Ömer yürüyüşü olacak, binayı ateşe verip terkedecek diye. Çünkü, yapsa yeridir de haklı aslında. Tam evet diyor, yani bu sefer Defne'yi çözdüm diyor, ama hiç beklemediği bir anda darmadağın ediyor Defne'si, Ömer'i yine yeniden. Bence de bu sevmek değil, Defne'nin sevgisinden şüphe ettiğimden değil, sadece yanlış üzerine yanlış yapıyor. Evet Ömer'de önce bir özrünü dileseydi, sonra bu konuya değinseydi keşke. Benim olan senindir demiştim ama postalarımı kastetmemiştim aşkım modunda. Lakin, Ömer'im İplikçi'm, sonuçta iki kişi olmaktan söz ediyorsunuz, belki Defne postalarında kredi kartı ekstreni arıyor, senelik maaşıyla sana jestin dibini yapacak belki, sen ev alırken iyiydi ama.

Ömer'le Defne birbirine bağırmaya başlayınca Kiralık Aşk Fandom.

Nasıl olduğunu anlamadım ama yine güven vermeyen Ömer oldu. Sinan, milyon milyarlık tasarımı Tranba'ya bir flashbelleğin içine koyup verdiğinde de, barışmak için adım atan Ömer olmuştu. Bu Ömer'in sınavı bence. Sen misin dedene, "Dedeğğğ sen var ya adam değilsin!" diye ergen ergen bağıran, Allah sorar hesabını olmuş resmen Ömer. Sen misin "Hepinizden nefret ediyorum, hepiniz yalançısınız," diye amcana yengene karşı gelen? Al sana karma, al sana ne tarafa kafanı çevirsen ayrı bir yalan dolan. Hep haksız çıkmak Ömer'in net sınavı ya, ben anladım. Yalnız en büyük şoku şurada yaşadım, Defne dedi ki, "Sen korkmuyorsun, Defne gider mi diye endişelenmiyorsun çünkü, ben hep buradayım, hep yanındayım, hep seviyorum.” Ömer bunların üzerine "Gerçekten mi?" diyince resmen kahkaha attım. Gerçekten, gerçekten mi Defo'cuğum? Dağ evinde Ömer'i paramparça ederek terkeden ben miydim? Tranba'ya çizimleri satan ben miydim? Ömer yaklaştıkça geri çekilen, kal dedikçe daha çok giden ben miydim? Utanır insan, bu kadar üste çıkılır mı? Ömer, gündüz vakti eve geldiğinde belki sen şarjın bitmiş henüz yolda olacaksın ama seni bulamayınca travmadan travmaya koşacağı bir hayat yaşamaya mahkum. Üstelik sen, Ömer'in bu düşüncesini silmek, gitmeyeceğini kanıtlamak için uğraşıp, şimdi korkmuyor diye adamı itham mı ediyorsun? Ayrıca, Ömer'in sana karşı gizlisi saklısı, yanlışı sırrı yok. Kusursuzluğa yakın bir sevgili, neden korksun? Sanki kiralık aşk olan Ömer de korkacak.

Tabii ki sen korkuyorsun ama aşk, korkmak olduğu için değil. Sırtında deve yükü kadar ağır sırlar taşıdığın için, o yüzden lütfen haklı çıkarmaya çalışma korkularını, rica ediyorum. Ömer'in karşısında hata yapmaya lüksü olmadığını düşünen Defne'yi, bildiği ve bilmediği hatalarıyla kabul etti Ömer. Neleri affetti, neleri sineye çekti zaten. Aslında engel Ömer değil, Defne'nin Ömer'in aşkına, sadakatine inanmaması ve bir gün onun da gideceğini düşünmesi. Bakın bu iletişimsizliktir. Ömer kendini o kadar dışlanıyor, o kadar göz ardı ediliyor gibi hissediyor ki, kalbim yerinden sökülüyor, bakamıyorum. Defne de yaptıklarının insan olduğu ve kusursuz olmadığıyla alakalı olduğunu savunuyor, bu yüzden yargılayacaksan yargıla hadi beni diyor. Defo'ciğim, Ömer'in derdi postalar değil, al hepsi senin olsun, Ömer'in derdi şimdi de başka bir şey sakladığını anlamış olması. Sen nasıl Ömer'i suçlayarak kendini açıklamaya kalkarsın, hadi bana bir anlat, ben de bileyim. Tüm muhabbeti bilmesem, inanıcam Defne'ye, Ömer'e, Koriş'in "Iyyy kaknem" bakışından atıcam, Defne o kadar inanmış çünkü. Bakın diyorum, kiralık aşk olarak tutulmasının biletini de Ömer'e kesecek Defne, senin yengen diyecek, ben mi dedim sana gel beni öp diye diyecek. Ayy kaldıramam, koltuğa oturduğum gibi tansiyonum fırlar vallahi. Elbette, Defne Ömer'i bu kadar çok sevdiği için yanılgılara düşüyor, onu da anlıyorum ama anlamak yetmiyor artık. Defne'nin tüm çaresizliğinin ilacı, Ömer'e her şeyi anlatıp af dilemektir. Ömer, Defne'yi vallahi billahi affedecektir, Defne bunu görmüyor. Ömer, Defne'nin beyaz atlı prensi, kocası olacak, her anında yolda beraber yürümek istiyor artık Ömer.

Şiiiiii bir ki üç, Ko-ray Sar-gın!! Gitmez dediler gitti, gelmez dediler geldi, en çok o geldi, döne döne geldi, bence şimdi geldi. Her bir repliğine, yüz ifadelerine oscar göndermek istiyorum Onur Büyüktopçu! "Bana bak kız, ezemezsin beni, ben satılık değilim, kiralık bir aşk hiç değilim" Ahahahahahahahaha. Ömrümün sonuna kadar güleceğim, çok ciddi söylüyorum. Bu nasıl bir çıkıştı? Bu nasıl bir gafdı? Sen bu sırrı nasıl saklıyorsun be Koriş'im? Anlayamıyorum ama çok gülüyorum. Yasemin&Sinan kavgasını izlerken görünmez olduğunu düşünmesi, ama en çok da Ömer İplikçi taklidi.. Allah'ım ne güzel sahneler bunlar. Ednan Bey'in merhum eşi Bihter Ziyagil'in ölüm yıl dönümünü mü sordun sen? Kendime gelemiyorum. Onur Büyüktopçu, Koray'ı nasıl canlandırıyor bilmiyorum, ama en çok diğer oyuncuları merak ediyorum ben gülmekten oynayamazdım, dev kahkaha! Neriman-Koray-Necmi sahnesinde bir ara gülerken sahneyi kaçırdığımı farkettim, iletişim kopukluğu favorim oldu. Allah da Necmi Bey'i Koriş ve Nöro'yla terbiye etmeye devam etsin. Araba sahnesinde "Serebro" klibini hatırladım, Allah'tan arabada iki kişiydiler. Ne yapmıyormuşuz? Araba kullanırken Koray ve Neriman'ı örnek almıyormuşuz. Resmen kamu spotu, hihihihi^.^

O sırada Kiralık Aşk Fandom.

1 2 3 4 5
Dilara Pamuk
16/05/2016 12:03
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR