Sevgili Kiralık Aşk severler.. Gallo'nun gidişine özel bir bölüm çekilmesinden duyduğum hüznü sizlere nasıl anlatabilirim bilmiyorum. İz ki, biliyorsunuz onlar İz'le Ömer'di, sessiz sedasız çekti gitti. Gallo'nun gidişinin de gelişi kadar bizi yormasına gerek var mıydı emin değilim. Kendi içinde gayet hızlı akan, yormayan ve sonunda çekim açıları mükemmel bir bölümdü. Tam da bir romantik komedi, ilk bölüm esintileri falan çok beğendim. Lakin, genele baktığımızda katedilmiş tek yol, Neriman ve Defne arasındaki ilişkideydi sanırım. Üstelik gerilediğimiz noktalar da oldu, bu benim fikrimdir. Açıkçası, Defne ve Ömer'e replik yazmayı unutmuşlar, ya da yazılmış oynamamışlar, ya da oynamışlar ama çekilmemiş, ya da çekilmiş kanal kesmiş gibi hissediyorum, artık sorun kimdeyse, o üzerine alınsın. Zira iki saat 20 dakikalık bölümün en önemli eksiği Defne ve Ömer arasındaki sahnelerdi bence. Artık ciddi ciddi yoruldum ben bu durumdan, önümdekiyle doymuyorum. Hep söyledim kaç sahne olduğuyla değil, sahnenin süresiyle de değil, doluluğuyla ilgileniyorum ben. Birazcık konuşsunlar istiyorum, herkese çok çok, DefÖm'e gelince iki dakika, bölüm içindeki ürün yerleştirme gibi hissediyorum esas çiftimi, hazirana yaklaştığımızı düşündükçe içim ürperiyor ya doyamazsak?
Haziran 2016.. Defne ile Ömer'in düğünü diye ilan etmemize gerek var mı? TEŞEKKÜRLER DÜĞÜN AYAKKABISI, SİGNOR İPLİKÇİ ELLERİNDEN ÇIKTIĞI İÇİN.. Derya 40 numara giyiyor olamayacağına göre gelin ayakkabısı Defne'nin. Zaten Yasemin'in gelin ayakkabısı olsa bile, kol düğmesi Yasemin'le evlenen Sinan'a takılmayacağına göre, Ömer de evleniyor. E Derya yeşil elbise giydiğine göre, Ömer Derya'yla evlenmiyor, besbelli Defne ile evleniyor. Hee Sude&Sinan mı? Düğün ayakkabısını Ömer, Sude için çizmiş olabilir mi diyorsunuz, yok yok hiç sanmıyorum. Derya, gelin ayakkabısını giyip uğursuzluk getirme kazığını atsa atsa Defne'ye atmıştır çünkü. Ömer'den sakladığımız sırlar bir değil bin, Ömer bu hayatta yaşanan her şeye olmuş Fransız. Uğursuzluk mu? Daha neler. Ne uğursuzluğu canım, uğursuzluk bizi bulur mu? Aslında bulabilir. Çünkü bizler dürüstlüğe, etiğe, yolunda giden işlere, çok samimi, doya doya aşk yaşamış Defne ve Ömer'e öyle alıştık ki, hele 23. bölümdeki ayrılığı o kadar kısa zamanda aştık, öyle bir mutlu olduk ki, herkes de öyle iyi öyle iyi ki, esas çiftim zaten vuslata erdi, her buldukları köşede doya doya bir öpüşmeler bir sevişmeler ki, bol dış çekim, bol sohbet muhabbet derken ee uğursuzluğu hakettik. Zaten bizler bunu bekliyoruz, en çok bunu bekliyoruz, döne döne bekliyoruz. Evet!
Fikret'in yaptığı açık sözlülük değil, şerefsizliktir, Defne'nin de dediği gibi. Bunu zaten uzun uzun yazdım hep, üzerinden geçmeyeceğim. Defne'nin tavrını yerinde buldum mu? Aslında hayır. Ben, öyle bir yol izlemezdim kendi hayatımda ama zaten Defne'yle biz yola aynı niyetlerle çıkıp, ilerleyiş için hep farklı vasıtalar seçiyoruz. Defne'nin yolu uzatma çabaları kalp ben, ama zaman benim için değerli, Defne kusura bakmasın. Velhasıl kelam, Defne Fiko'ya, içi gide gide, "Dene bir şansını," dedi, çünkü kendine ve Ömer'e güvenmeyi seçti. Heh, tam bu noktada, zaten Ömer'e güvenmek dünyanın en akıllı işidir, çünkü bir tek Ömer adamın dibidir. Pek tabii İso'm da öyledir ama konumuzun onunla bir alası yok.
Defne'sinden aldığı akılla, Yasemin'in kapısına dayanan Ömer İplikçi, izin verirsen sana ben de bir sarılmak istiyorum. O ne güzel af dilemek öyle, ne güzel Sinan'ı ve Yasemin'i yüceltmektir? Ömer'e hata yapan insan topluluğunun, şu kareyi görmesini çok isterdim, çünkü gönül böyle alınır. Yasemin'cim daha önce yaşadığın şeyler deyince, aklıma Ömer'e koşmaların geliyor, kesinlikle aşk değildi evet bunda seninle aynı fikirdeyim. Umarım sen de Ömer'in durup bir neden düşündüğünü anlıyorsundur. Yalnız şu "an", bir kerecik Sude&Ömer arasında yaşansaydı, Sude ne dün, ne bugün, ne de yarın bu kadar kötü olmayacaktı, ihtiyacı olan tek şey sevgiydi, şimdi bu detaylara da pek giresim yok. Yasemin'in hayatından bir de İsmail geçmişti, aşk değildi oldu şimdi ama sanırım o da, Yasemin'i Sinan'a hazırlayan bir aracıydı. Çünkü İso olmasaydı, bugün Sinan Yasemin'e aşık olmazdı. Apayrı bir konu olarak da, en gerçek sahneler Ömer ve Yasemin arasındaymış gibi hissediyorum. Şartlar eşit, Ömer'in gözünün içine baka baka söylediği bir yalan yok. Ömer'i salak yerine koymayan tek insan, teşekkürler Yasemin, değerin katlanarak artmakta.
Farkettim ki, siz biz görmezken bir çeşit şakalar şirinlikler yapıyormuşsunuz birbirinize. Ne ara böyle esprikler, haraç kesiyorum demeler, serseri sevgilim hitapları, ya siz hayırdır? Biz de görsek ya, en çok biz görsek hak ettik. Ama sizi yerim, serseri serbest Defne'leri de, Neriman taklitlerini de, işte Ömer'in görmesini istediğim şeyler. Ömer arama artık, gel! Kapıdan uğrama bebeğim, gel gel, mahalleye gel, gitme hiç. Gel, kal. Gel ama döneme. Yerleş istersen ama gel şuralarda bir salın artık.
Topal's House, elden gidiyor, ev sahibi amcamı gördüm, gittim ilk bölüme. Neler yaşadık be Serdar, hep senin yüzünden. Ömer'e söylenen yalanlar Arş'a çıktıkça, Serdar'a yükseliyorum. Bir gün beni arayacak ve diyecek ki, "Dilara, hadi ben bir hata yaptım ve kelebek etkisine sebep, 200bin TL'lik borcu Defne'ye yıktım. Tamam ama hadi sen söyle Dilara'cığım, Defne'nin ev meselesini dahi Ömer'den saklamasına da ben mi sebebim? Beni sevip sevmediğine karar ver, bu hakkaten kırıcı olmaya başladı artık." İşte ben o zaman, Serdar'a, "Özür dilerim, haklısın dur sana yazmasın baba olcan falan sen, dur kapat sen, ben arayayım," derim, ararım, başlarız Nihan'ı falan çekiştirmeye. Ama çok haklı. Hakikaten Defne neden "Bir şey yok," anlatsana biraz? Şimdi diyeceksiniz ki, Ömer'e söylerse mahalleyi satın alır, kendi halletmek istiyor. O zaman ben de size Ömer Bey'lerden bir replik getirdim sevgili canlarım, "Sen durumu çözmeye çalıştıkça, daha da karmaşık hale getiriyorsun," yer; o bank. Bunu buraya noktası virgülüne yazabilmek için, 23. bölümün sonunu izledim arkadaşlar, "Güvenmiyorum," diye kalkıp giden Ömer Bey'lerin yanından geliyorum yani. O yüzden Defne neden gündelik Defo sorunları ve neden özellikle yoğurt anlatsana biraz. Hadi bana bir anlat ya, ben de bileyim.
"Şimdi sana derdimi söyleyeceğim ama söz ver bana, asla karışmayacaksın," de, seni başımın üzerinde taşıyayım ama böyle geçiştirmeyi kaldıramıyorum. Kendini esirgiyorsun Ömer'den, esirgemediğini düşünüp araya hayat girdi sanıyorsun üstelik. Araya hayat girmiyor, sen giriyorsun. Evet bu sefer de engel sensin Defne. Senin sözün, dönüp dolaşır, benim tarafımdan itinayla sana geri iade edilir. Vallahi bizim köyde, insan hayat arkadaşıyla her şeyi paylaşır. Bugüne kadar Defne'nin paylaşamadığı her şey oyun üzerine kuruluydu ama bu değildi. Demek ki Serdar'ın tefeci mevzusu bugün olsaydı, Defne onu da saklayacaktı. Gelsin bana, "Birbirimizden ayrı konularımız mı var?" diyen Ömer'ler. Adam bu konuda oldukça netti, bu demişti karşındakini demişti, nereye koyduğunu gösterir demişti. Ekseriyetle kendi kuyruğunu kovalamaya, başa sarmaya devam edersin bu gidişle Defne, benden sana söylemesi.