*Şu ginger'ı kim bulduysa, papyonu mendili kim taktıysa, Koray'ı oraya kim yerleştirdiyse hiç ölmesin, sonsuza kadr yaşasın. Cumadan beri aklıma geldikçe gülüyorum, öleceyim.

Koray ve Ömer sahnelerinde Ömer'in en tatlış taraflarına tanık olabiliyoruz, tabii Defne'yle aşklaştığı zamanlar dışında. Koray'ın rahatsız kafasına itiraz edemiyor, ne kadar saçma gelse de yapıyor ya sussun diye, bayılıyorum. Bir de fal bakıyor deli. D çıkmış, Ö çıkmış, 3 aya vuslatmış. Hadi bakalım, alırız bi vuslat. Alırız almasına da yine iyi gördün Koray, ben hep "kahverenkli montlu kahverenkli bir telve kadın görüyorum" diyorum. Koray için diziden sonra bir spin-off yapın lütfen. Adam adeta slow şarkı dinleyip moda girerken aniden çalan kop kop şarkı gibi. Hooooop modumu toparladı, çoook teşeeeeeeeğkkür ediyorum hayatım.

*Hande Ağaoğlu'ndan özür dileyerek şu fotoğrafı kullanacağım, yapacak bir şey yok mimiklerinin hastasıyım. Koray ve Yasemin, Koray ve Sinan, Koray ve Ömer güzel kombinler. Neriman için de Mine kombini en iyisi. Bir süre Koray & Neriman görmesek daha çok özleriz gibime geliyor, birbirlerini yıprattılar gibi. Bence de sence? Kerimcan Durmaz izliyor birileri galiba, plan çok iyi ben sus.

Neriman'ın Koray'a derdini anlatamadı diye asabileşmesi o kadar gerçek ki, ben bazen arkadaşlarıma anlatamıyorsam hiçbir bilgi önemli değilmiş gibi hissediyorum. Gıybet paralı olsa evi satar kolilerce alırım. Tam bu sırada da taaaabii ki kapının arkasından biri her şeye kulak misafiri oluyor.

*Heeeeeeh affffferin sizeeee. Zaten Sude adeta bir ekran ışığını sonuna kadar açmışsın, arka planda 20 uygulama çalıştırmışsın gibi enerjiyi emik emik emikliyor, bir de Defne'yi buradan yiyecek. Öğrendi, çooook iyi oldu çok da güzel oldu. Artık ona güvenip şirkete aldıran, onu affeden Defne'ye gidip sormak, işin ayrıntısını dinlemek yerine gönül rahatlığıyla Ömer'e yetiştirebilir. Bu anadan 23 babadan 23 kromozom gelme olayı göreceli mi ya? Bunun komple 46'sı da Neriman'dan gelmiş.

*Sude'nin "whaaaat the kahretsin" sahnesinden sonra Defne'ninkine geçelim. Kız senin çileni yerim, 10 hafta derse girmeyen öğrenci gibi hocanın ne konuştuğunu anlamıyorsun. Fikret Galo kim? Cennete düşen ilk modacı tanesi. Kız sürekli kültür jetlagı halinde. Bir tarafta halı döven kankerellası Nihan, bir tarafta moda dehası bir şeyler bir şeyler. Defnecim ben sana kısaca özetleyeyim: kesin bu Fiko sana aşık olacak. Çok şaşırtıcı bir şey de değil, oradaki bütün erkeklerin sana aşık olmaması saçma zaten. Şimdilik sen çok konuşma, saçma bir şey söyleyebilirsin. Ben anlamadığım bir mevzu olduğunda hep etrafı falan izliyorum, tuş kilidini açıp kapıyorum.

Sinanlar bir araba, Yaseminler bir araba gidiyor. Adamın huzur bulmaya gittiği tatilin içine kar topu atacaklar. Bir tek Ömer yok, çünkü ona yanlış yüründü. Sinancım, gelmese bile "Defne de geliyor" diyeceksin ki Ömer bir saate Sapanca'da bitsin. "Oooooo ortamvarmış hiç demiyorsunuz. Alıyorum bir dal. Sana paket alıcam unutturma bak."

*Ne demiş şair; "çay var içersen, İso var laf yemek istersen". Şu İso olmasa acaba Defne nasıl dengeleyecek kendini. İsmail ve Nihan arkadaş gibi arkadaş, dost gibi dost yemin ederim. Hele İsmail daaan dan dan diye gerçekleri suratına yapıştırıyor ya, "onu öyle şaaapmasan?" diyesin geliyor ama haklı da adam. Tak diye ayrılır diyor, gider diyor, hayatından çıkar diyor. Hulu'ya söyleyince ne olacak ben hala anlamadım. Yani Ömer hayatının hiçbir noktasında bilmeyecek mi bu gerçeği Defne, really? Senin bunu aklın alıyor mu, kapşonuna doluyor mu bu? Hala da daha seviyor mu sevmiyor mu onu düşünüyor. KIZ VURUCAM KÜRKÜNE ŞİMDİ ALIK! Adam daha ne yapsın, neonlarla mı gezsin "Defne'yi seviyorum" diye? Buna ben yeni isim taktım: alyuvar. Hem kızıl al al bir insan hem de belki şifa olur, beynine kan gider. İso şunu az bi sars paşam ya. Bak kimseye de öyle kolay kolay paşam demem, hadi ödeme çayları git hadi git.