Sibel’in Kübra refleksi çok hoştu; tam karakterini yansıtan bir şekilde, temkinli şefkat. Elleri titreye titreye hazırladı çorbayı ama götürmese olmazdı. Ne olursa olsun çocukluk arkadaşı onlar; bir dolu anı yaptılar birlikte. Kübra’nın Yiğit’ten vazgeçişiyle (kolyeyi fırlatıp atmak yerine yavaşça kenara bırakması da çok güzeldi) Sibel’in Yiğit’in hayatındaki varlığını kabullenişi de sağlanmış oldu böylece.
Yiğit’le Sibel. Düzelir araları elbet; düzelmemesine imkan yok. Sibel’in onun gözünün içine bakışı, üzerinde titreyişi, Yiğit’in onu görmezden geldiğini sürekli ispat etmeye çabalaması olduğu müddetçe, illa bir gün bir yerde toparlanmış bulurlar kendilerini, illa.
Neriman’ın gündeminde ise geçinme ve barınma dertleri var; o kadar temel sorunlar ki Sibel’in kalp kırıklıkları vızıltı geliyor ona; “Kızım biz sadece aşk acısı çekecek kadar zengin değiliz.”
Gül ve Yiğit’in Elif bebeğe bakmaya geldiklerindeki kıyafet kombinlerine tam puan veriyorum; ikili çete kostümü.
Nihat Yiğit’e tuzak kurmaya her çabalayışında kendi ağlarında golü görüyor; bu kaçıncı oldu sayamadım. Öte yandan Nihat gittikçe saatli bombaya dönüşüyor. Son olayda Derya’nın oyalama niyetiyle yanında olduğunu anladığı zaman öfkesi mi yoksa üzüntüsü mü daha ağır basacak acaba?