Gerçekten çok yalnız kalıyor Derya; hastanede bütün olanların şokuyla ağlarken Emir’in “bir de seninle uğraşamam” diye terslenmesini gerçekten haketmiyordu; bir de toparlanmaya çalıştı kadın tamam haklısın diyerek. Eminim ki Derya’nın yerinde Kübra olsaydı avutmalara doyamazdı Emir onu. Derya’nın sağlam duruşunda mı kabahat yoksa, ne Kılıç biraderler ne de Sibel ve Kübra dönüp gözünün içine bakmıyorlar; varsa yoksa kendi dertleri. Yetiş Derya bebeğe bak, hastanede refakatçi ol, bir de ofiste tam zamanlı çalış, yetmez Nihat’ı oyala. Bakalım ne zaman patlayacak yettiniz be diyerek? Yine de çok sağlam duruyor arkadaşlarının yanında. Yiğit için aşka ihanet etti daha ne olsun? Kübra’ya ayarı tam dozundaydı; kendin için iyileşmek! Derya bir de Derya’yı alıp karşısına konuşsa ya.
Kübra’nın depresyona girmesini de çıkmasını da çözemedim doğrusu; elektrik düğmesi gibi resmen. Bir bakıyorsun kör kuyuların dibinde bir bakıyorsun hoop çıkmış güneşin, kızının, hayatın tadını doya doya çıkartıyor. Keşke o kadar kolay olsaydı depresyon illetinden kurtulmak; ya da keşke biraz daha ince işlenseydi bu hassas konu. Yine de Kübra’nın ayaklarının üzerinde durmak için bir adım atması güzel; evdeki o kısır döngünden yorulmuştuk. Kızların ortak olması da pek hayırlı oldu. Hem şimdi Türkan’da bir dolu hareket olur; Derya ve Sibel dertleşmeye gelir filan.