Şevket Reis de yemiyor içmiyor Ertan’ı arıyordu. Önce Zeynepler’e gidip sordu ama tabii bilmiyoruz dediler. Sonra bunların bir işler çevirdiğini anlayınca bizim Kamil ve Cevat’tan yardım istedi. Daha ağzını açıp da Ertan der demez Kamil, safım benim, döküldü tüm olanları Reis’e. Artık o Ertan değildi de Mahmut’tu da… Tamam dedi Şevket, O’nu ne yapıp edip bana getireceksiniz!

Haydar ise akşam oturmasına Ayferler’e gitmişti ki konu söz kesilmesine geldi. Hemen olsun dedi kızlar. Şevket Reis’ten iste annemizi. Ama Şevket eve gelemezdi, tehlikeliydi bu. O zaman onlar O’nun yanına giderdi!

Cansu’nun aklında Mahmut, Mahmut’un aklında Cansu… Fatih’in kafasında lambalar yandı. Zaten Ertan’ı evde istemiyordu, en iyisi bu ikisinin arasını bulup Mahmut’u Cansu’nun evine postalamaktı. Zeynep de oluru verince gece eğlenmeye çıktılar.

Fatih sonra onları yalnız bırakıp mekandan ayrıldı. Ama bilmiyor ki Cevat ile Kamil, Ertan’ı Reis’e götürmek üzere peşlerinde.

Mukaddes’in kaçak hayatı uzun sürmedi. Meryem Hanım kocası ile yakaladığı Mukaddes’in yerini Fehmi’ye söyleyince maaile Mukaddes’i almaya gittiler, yanlarında da doktorlar ile. Mukaddes, yürü bakalım doğru akıl hastanesine!

Akşam isteme olacak ya Ayfer heyecanlı, hem de çok. Üzerine giyecek bir şey bulamıyor. Evdeki herkesi de bu mevzudan baymış. O sırada kapı çalıp da Haydar’ın gönderdiği kıyafet ve romantik mektupla bir kez daha aşık oldu Darbeli’ye Ayfer!

Geldi çattı isteme merasimi… Ayfer’i Haydar adına Dilber istedi Şevket’ten. Şevket de verdi gitti. Fondaki müzik de manidar: Devlerin Aşkı!

Ama söz söz değil, adeta kadınlar hamamı… Şaziment Birol’u dansa kaldırınca Dilber kendini tutamayıp kıza saldırdı, tatsızlık çıktı. Söz töreni de oracıkta bitiverdi.