7) Stefan: Elena’nın yatağı başındaki Stefan-Caroline konuşmasına ana fikir olarak ben hak verdim. Kardeşin sevgiliden hiç değilse teoride daha değerli olduğuna katılıyorum; gerçi ben ömründe kardeş istememiş bir tek çocuk olduğumdan ne derece uzman sayılırım tartışılır. Ama o sahnede Stefan-Elena ilişkisine iyi bir özetleme getirip Elena’yı onurlandırsalar da izlerken karşımda sanki Stefan değil de Nina Dobrev’in ayrılışını kurtarmaya çalışan bir Julie Plec’in olduğunu düşünmeden edemedim.
Sonunuz hayrolsun hepinizin…
8) Bonnie: Bu dizide hiç kimse dizini kırıp iki dakika yerinde oturamadığından Bonnie de bozulmaz büyüyü bozdurmaya Kai’nin karşısına çıktı. Büyüsüyle kurt ısırığını kapatıp hayallerimi yıkan Kai, Bonnie’ye karşı atak yapıp ardından topu seçim yapması gereken Damon’a attı.
Sonuç: Ben Damon’ın Bonnie’yi terk ettiğini yemedim, o kısım biraz belli gibiydi. Bir de Kai’nin kafasını koparmasına ‘azıcık’ bozulmuş olabilirim. Kalbine kazık saplayaydın olmaz mıydı? Gerçi Damon hangi işi benim kafamdaki gibi yaptı da bunu yapacaktı, o da başka konu.
* “Ölümüm büyüyü kalıcı hale getirdi.” Eline koluna sağlık, ben daha ne diyeyim artık? Dur buldum: Allah rahmet eylesin.
Varan 5: Kai. (Bu sefer kesin.)
Not 2: Chris Wood Contaiment’a katıldığından beri BonKai konusunu kafamdan atmış ve bunu bekler hale gelmiştim; ama izleyicilerin neden bu ikiliyi istediği bu bölümde de hissedilir bir haldeydi. Ayrıca E Online’ın yaptığı “Bonnie ile Damon’ın sevgili olmasını ister misiniz?” anketine %81.3 ile Hayır çıktığını biliyor muydunuz? Sonuca yorum yapmak istemiyorum.
Böylece dizide 26 dakika 43 saniye geçmiş oldu. The CW’nun verdiği reklam aralarına göre yazmak eğlenceliymiş.