1)Elena: Bir numara elbette onun hakkı. Yere yığılmıştı ve vampir kanının işe yaramazlığı nedeniyle kendini hastanede buldu. Damon da tabii ki başında. Bir kez daha anladım ki eski davalar yüzünden diziden ayrılmasa bile Nina iyi ki gitmiş. Ian’a yanında Nina varken ciddi katlanamaz olmuşum ben. Adamı seviyorum, kadını da ayrı seviyorum ama yan yanayken yok, olmuyor. ‘O his’ henüz kaybolmuş değil.

Not 1: Nina Dobrev’in son zamanları ve ayrılığıyla ilgili verdiği bir röportaj. Ian ile dost bir modda olmaları hoşuma gidiyor, yalan yok; ama bu, olan biteni değiştirmiyor sayın seyirciler.

2) Kai: Psikopat dediğin böyle olacak işte. 1994’ün hapis dünyasından dönmeyi ailesinden intikam almak için isteyen Kai, kendini öldürmek suretiyle istediğine ulaştı. Sadece basit bir kuralı uygulayarak: Gemini meclisinin lideri ölürse, meclisteki diğer herkes de ölür.

Varan 1: Kai.

3)Liv: Bünyeme ağır geldi efendim benim. Liv’e üzüldüm, Tyler’a da sanırım epeydir ilk kez acıdım. Kai düğünü dağıtınca Tyler’ı da karnına cam girmiş olarak bulduk.

Daha önce Tyler kurta dönüşmesin diye onun, ölümüne sebep olmak üzere olduğu adamın hayatına son veren Liv, bu sefer de Tyler’ın hayatı kurtulsun diye Kai’nin yaptığından dolayı zaten ölecekken kurt adama dönüşerek kurtulsun diye Tyler’ın kendisini öldürmesine izin verdi. Bölümün dokunaklı ilk sahnesi buydu işte.

Varan 2: Liv.

4) Lily: Geçen bölüm sonu limanda kimseyi bulamamasıyla bırakmıştık; düğünden Caroline ve Stefan’ı aşıran Enzo sayesinde bu kısım da kendince bir cephe oluşturdu. Elena hastanede canıyla uğraşırken, Tyler da kendi cehennemini yaşarken… Gerçi tamam, Stefan’a itiraz etmem de Caroline’ı niye aldı bu süzme? O halde bile arabada sarılarak yatıyor halde onlara bulmamızı manidar bulduğum doğrudur.

Böylece ilk 9 dakika 22 saniye geçivermiş oldu. (Normalde bölümü bitirir de yazmaya başlarım, bir derece eş zamanlı gideyim dedim bu sefer.)