Akşam Zeynep’in aklında Ertan, kara kara düşünürken kapı çaldı. Gelen Cevat’tı. Hayırlı bir iş için gelmişti. Yani kendisi öyle söyledi. Tabii bunu duyunca Ayfer önce bir dellendi ama sonra anladık ki, elindeki paket çikolata falan değil Şaziment’e aldığı yeni laptoptu.
Şaziment’i açlık grevinden kurtarmaya gelmiştii laptopla odaya girdi. Uzun bir süre çıkmadı, kapıdakiler merakla içeride ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı ki Cevat ağzı kulaklarında çıktı odadan. ‘Niye sırıtıyın?’ diye sordu Ayfer. Beni öptü diye sayıkladı gülümsemesinin arasından Cevat.
Veeeee… İşte üçüncü dayak sahnemiz de işte burada yaşandı. Ayfer Cevat’a Allah ne verdiyse bir güzel girişti. Fakat O hala sırıtmaya devam ediyordu. Aslında olay aslında şöyle gelişmişti: Laptopu gören Şaziment kopan hayat damarlarında yeniden kan dolaştığını hissedince, Sen benim kahramanımsın deyip Cevat’ı kelinden öpmüştü.
Aşkını gururuna tercih eden Şevket teknenin motorunun modelini bir kağıda yazıp Meryem’e verdi. Meryem o kadar sevindi ki, ilk defa ailesi için bir şey yapma fırsatı bulduğu ve Şevket O’na güvendiği için bir öpücük de o kondurdu kocasına. Keline değil tabii, yanağına…
Sabah daha kocası uyurken evden çıktı Zeynep Ertan’la konuşmaya. Ama çıkmadan da kocasının uyurken, oğullarının oyun oynarkenki haline bakıp; özür diledi Fatih’ten. Ne yapıyorsa bu mutluluk resmi bozulmasın diye yapıyordu.