Geçen bölümde atlatılan bir sürü badireden sonra Zeynepler’de işler sakin başladı. Fatih yeni bir iş bulmuştu. Bir araba galerisinde satış yapacaktı. Ama Zeynep totem yapıp kocasını ilk iş gününde uğurlamadı. Uğurlarsa başına mutlaka bir iş alıyordu sonra…
Malikanede ise farklı bir rüzgar esiyordu. Aslında rüzgar bu kez Gülsüm Hanım’dan yana esiyor demek daha doğru olur. Gülsüm Hanım’ın geçen hafta gelini Mukaddes’e attığı tokadın tadı hala damağındaydı. Keyfi yerinde, yıllar sonra huzuru bulmuş gibi görünüyordu. Fehmi çok geçmeden annesinin bu mutlu ve alışılmamış halinin sebebini anladı. Mukaddes yediği tokadı anlattı kocasına. Ama Fehmi annesine hak verince Mukaddes iyice kudurdu.
Bakalım başka kimlerin hakkı kötekmiş…
Bu bölüm baya bir tekme tokat sahnesi izledik. Şöyle ki…
Şevket ve Meryem teknenin hasar parasını almak için sigorta şirketine gittiler. Ama ‘kundaklama’ şüphesi olduğu için sigortacı adam konuyu daha detaylı inceleyeceklerini söyleyince Şevket sinirlendi. ‘Ben kendi teknemi yakar mıyım?’ deyip adamı bir güzel dövdü. İlk dövme sahnemiz buydu.
Çıkınca Meryem sakinleştirdi Şevket’I ve O’na daha önceki teklifini tekrar etti. Gel dedi, inat etme ben karşılayayım hasarını. Ama Şevket gururlu adamdı. ‘O’ adamın parasını alamazdı. Meryem bu kez daha sert çıktı. O paralarda sadece Cahit’in değil, Meryem’in de hakkı vardı. O da çalışıp didinmişti yıllarca. Sonra Şevket’e anahtar cümleyi kuruverdi: Bırak da bu aile için ben de bir şey yapayım, buna izin vermezsen giderim Şevket!