Hastaneden kaçan Mukaddes’in ise keyfi yerindeydi. Kiraladığı üstü açık arabası ile hayatını yaşıyordu. Ama bu kaçak yaşam sadece kimlik değiştirmekle olmayacaktı. Daha radikal bir şey gerekiyordu Mukaddes’e.
Bu arada Orhan’ı en son şirketin patronunun ukala kızı Cansu ile sohbet ederken gören Selin çocuğun başının etini yemeye başladı. O şirketten ayrılıp kendisi ile çalışmasını istiyordu Orhan’ın. Tabii Orhan reddetti. Ayrıca çocuğa miçoluğu bırak, bir şirkette işe gir diyen de kendisi idi. Küçük bir kıskançlık krizi oldu diye nasıl işini bıraksındı, değil mi ama?
Birol geçen hafta amcası Vahit’e yaptığı itiraftan sonra Meryem Hanım’a ‘anne’ demişti ya, Meryem’in çok hoşuna gitti bu durum. Artık Birol daha çok ailedendi, daha çok Meryem’in oğluydu. Anlaştılar, artık Meryem Hanım yoktu, anne vardı. Buraya kadar her şey yolunda, duygusal derken, Birol tam evden çıkarken Şaziment ile karşılaştı orada işin rengi değişti işte. Ama helal Şazi’ye, razı etti çocuğu pastanede bir kahve içmeye…