Şimdi Defne, Ömer'in mahrem odasına istediği zaman girebiliyor, masasının üstünü bir çocuk gibi kurcalayabiliyor, hatta uyuyakalıyordu o odada. Ömer için bunlar, kendinden çok fazla verdiği tavizlerdi ve çok hoşuna gidiyordu Defne'nin orada olması. O odada zaman zaman annesinin fotoğrafına bakarak vakit geçiren Ömer, şimdi de Defne'yi izliyordu. Tüm eve çok fazla siniyordu Defne ve bıraktığı hatıralar.
*Evet Ömer ve Sinan gerçekten çok güzel insanlar biriktirmişler! Derya'nın dil masraflarını karşılamayı, ismini bilmediğim beyin karısının hastane masraflarını falan anlarım ama Zeynep'e araba alırken bile yardımcı olmuşlar. Resmen ohaaağğ. Şimdi karşılığını veriyorlar, "Yarı maaşa çalışırız, batarsak beraber batalım" diyorlar. Helal olsun. Ömer İplikçi benim patronum olsun, beleşe çalışırım gerçi, staj yapıyorum gönüllü der susarım.
Defne Passionis'in mankeni oldu karşılığında kimse ona para teklifi etmedi, iki kere batmanın eşiğinden kurtardı şirketi karşılığını almadı ki, kaldı ki Ömer'in çizimlerinin resmi ilham kaynağı^^ Sinancığım, Defne'yi kayıramayız derken zamanında bi Defne'yi kayırmamışsınız yahu! Yüzde üçyüz zam isteyen Defne'nin ihtiyacı ne peşine düşmedin, Ömer'e yetiştirdin hani bak yine yükseldim. Acaba taraflı mı şeyetmiştin bak şüphelendim sankim, garibim Defne.
**Ömer'in evlenme teklifine evet diyebilmek için yana yakıla para arayan Defne'yi hatırlayalım mı? Bir çıkış kapısı arıyordu. O çıkış kapısını bulana kadar aşındırdığı tüm kapıları yanlış anlayan Ömer "Beni sevip sevmediğine karar ver" demişti ona. Hiç olmadığı kadar çaresizdi. Hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği bir teklifle gelmişti Deniz Tranba kapısına. Çizimi karşılığı para teklif etmişti Defne'ye. Paraya ihtiyacı olduğunu biliyordu ve zayıf noktasından faydalanmak istemişti. Sırf sevdiği adama evet diyebilmek için, bu kapıdan çıkmayı kabul etmişti Defne. Bu kapı, bugün yaşadığı sorunlara açılan bir kapıydı aslında. Ama sadece Ömer'le mutlu olmak için, karşısında açılan tek çıkış kapısıydı o zaman.
Şirketinde çalışan tüm insanları kurtarmak için, şimdi Ömer'in de tek çıkış kapısı yine Deniz Tranba'ydı işte. Ömer o kapıdan çıkmak istemiyordu ama. (Çok sevdiğim ve Kiralık Aşk'ta çalmasını dile getirdiğim aşk şarkısının iki dizesini, ÖmerDeniz ilişkisi için kullanmak isterim^^ Ama bence inanılmaz anlamlı kılınacak)
"Kimmiş beni söndürecek? Ateşim dinsin diye okyanusa sığınamam ki" Ömer'in paraya ihtiyacı vardı işte şimdi, daha önce şirketi kolonlarıyla beraber aşağı çekmeye çalışan kötü adam Deniz, bu kez Ömer'den istiyordu çizimlerini. Yine para gibi bir hassas mevzuyu kendi lehine çevirmeye çalışıyordu. Defne'nin de daha önce geçtiği kapıdan, bu kez Ömer geçmek zorundaydı. Ne kadar kendine yediremese de, gururunu düşünmeden, kabul etmek zorunda kalıyordu Deniz'in teklifini, sorumluluğunda olan insanlar için, aynı Defne gibi ama çok büyük bir farkla.