Her şeyden habersiz çiftlerimiz ise can sıkıntısından Tabu oynamaya karar veriyorlar. Tabii telefonları elinden alınmış teknoloji şirketi çalışanı hanım kızlarımız elbette biraz ot gibi hissediyorlar kendilerini. Sosyal medyadan, teknolojiden, hazreti google’dan ayrı düşmüş yeni nesilin hayat damarlarından biri kopmuş gibidir derler, bilirsiniz. Haliyle oyun onlar için güzel bir seçenek oluyor ama kayınçolar çok rahat durmuyorlar. Onların bu didişmelerinden sağ çıkamayacaklarını fark eden kızlar da çareyi uykuda buluyor. Tabii bu uyku Defne’nin aradığı fırsat olduğu için boş geçmiyor. Bu sayede biz de yastıklarla savaşarak(!) uyuyan bir adet Yalın Aras görüyoruz. Hem de gri kapişonlu. Bunun kalplerimizdeki etkisi doğal olarak “hooop gitti kalp” oluyor. Ayrıca tilki uykusunda olan Yalın odadaki Defne’yi hemen fark ediyor ve tek hamlede etkisiz hale getiriyor. Tam öpecekken yine Yeşim odaya dalıyor ve Defne’nin “Ben uyurgezerim.” Tarzındaki saçma savını savunmasına daha fazla izin vermiyor ve hepimiz rahat ediyoruz.
Ertesi gün Aras’ların evinin kapısı çalıyor ve İblis ellerinde çiçekler ile Meftune’nin önünde dikiliveriyor. Sözde kendisi bi çiçekçi ve Yeşim’e çiçek gelmiş. Ancak zengin olmasının yanında aynı zamanda zeki olan bu tekno-patronlar Yeşim’lerin Bodrum’a gittiklerini söylemek gibi bir akıllılık ediyor ve İblis’i bir süreliğine çevrim dışı bırakıyor. Ancak internetsizlik ve telefonsuzluktan yoksunluk krizleri çeken Yeşim, Barış’ların eve gelmesinden oluşan dikkat dağınıklığını fırsat bilip kendini direkt sanal alemin kucağına atıyor ve Habibe sürpriziyle karşılaşıyor. Cevap vermek için Çınar’la attığı selfie’den de cümle aleme duyuruyor nerede olduğunu. Ve haliyle İblis’ “Gel bizi al” mahiyetinde bir işaret vermiş oluyor.