Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Cennet dudaklarınmış, öp de öleyim
Sezon: 1 Bölüm: 44

*Bu bölüm büüüütün Defne&Ömer sahneleri efsaneydi. Barış Arduç'un da Elçin Sangu'nun da dramda çok iyi olmalarıyla beraber komedi unsuru barındıran sahnelerde çok daha keyifle oynadıklarını ve bunu yansıttıklarını düşünüyorum.

-Defne'nin rahmetli Fikret Gallo'nun mekanını bastıktan sonra Ömer'le bitirim bir delikanlı olarak konuştuğu ve Ömer'in "Hanimiş benim tırtılım," derken yaşadığı minnoş  halleri beni çok düşündürdü. Kocaman adama minnoş dedim, bir süre daha düşünmek istiyorum...

-Ömer'in sadece bir dakikada elleri olmayan birine dahi inanılmaz çizimler yaptırabilecek sihirli parmaklarını gördüğümüz sahne...Defne'nin içindeki tatlı esinti, Ömer'le gayet yerinde ve seviyesinde yakınlaşmaları, artık Youtube'ta tıkla tıkla linki çökerttiğimiz Model-Mey ve oyunculuklarla müthişti. Çekinmeyin hep yapalım bunu!

-Ömer'i özlediğini, onu kaybetmekten korktuğunu hissedip koşa koşa gidip Ömer'in arkasına yapışan Defne mi daha güzel yoksa sevgilisi gelip arkasına konunca gözlerini yumup gülümseyen Ömer mi? Sanki hepimiz topluca bir hastalığa yakalanmışız, öleceğiz de senarist son günlerimizde mutlu ediyor, oyuncular yardım ediyor, yönetmen de zekatını veriyor gibi olmuş. En ufak detay sahneleri bile mutluluk hormonunu dayadı da dayadı. Sanırım bir daha izleyeceğim.

-Ve gelelim hem eğlenceli hem iç gıdıklayıcı sahnelere. Ömer Defne'nin evine gelir, Defne'yi de beraberinde at çiftliğine götürmek ister ama Defne onunla gelemez. Çünkü Gallo'yla bir oyuna girişmiştir ve şansını o çiftlikte denemesine izin vermiştir. Aynı zamanda Neriman ve Koray onu almak için eve gelir, Ömer'in bunu görmemesi gerekir.

Özet geçtiğime göre şunu söyleyebilirim; her öpüşemediğinizde kenara 10 lira atsaydım şu an size 12 metrelik teknemden yazıyordum. Defne'nin saf haline ne kadar bayılıyorsam, cüretkar halinin de o kadar hayranı kere hayranı oluyorum. Bazen Ömer'i bile kilitliyor, adam donuyor ya, o haller müthüş. Neriman ve Koray iyi ki gelmiş, bir eli belinde kıstırdı küçük Ömer'i kapı köşelerine. Aldı yukarı götürdü, "beni sevelim biraz" dedi,  yatağa oturttu. Tam herkes birbirini sevmeye başlıyordu ki yine kesildi. Gösterip de patlatılmayan silahlara o kadar içleniyorum ki geceleri gidip sahilde balon vuruyorum. Vurmayın balonuma, vurmayın umutlarıma... Ama yine de %99'a kadar gelip de indiremediğim torrent dosyası olarak adlandırdığım bu sahneyi de sevdim. Seri sevdim.

*Galuli'nin azalarak bitmesini beklerken Ömer önce pıçağı saplayıp sonra çevirdi ya la...Ben izlerken gözlerimi kapattım açıkçası. Defne'nin ilk günlerdeki gibi tatlı tatlı Neriman ve Koray'la ekip halinde çevirdiği işleri güle oynaya izlerken Gallo'nun açıldığı sahneye döndük ve Ömer'in tuaaaak tuaaak "Defne benim içim," diye hepimizi mutlu eden ama Gallo'nun içini öldüren o cümleleri duyduk. Defne umarım birazcık utanmıştır. Zira Ömer'e şu "biliyorum sevgilin var ama..." ile cümleye başlayan ve zaten kot3'te olan seviyeyi magmaya kadar çeken F*kret insanına prim vermesi sebebiyle kızgın da olsam bu oyunu hak etmediğini düşünüyorum. Sınanmayı hiç sevmem, seveni de sevmem. Neyse ki bir maraz çıkmadan halloldu. Bu da Defne ve Ömer'in yan yana olmadığı ama efsane Defne&Ömer sahnelerinden biri olmayı hak eden bir an olsun. İçim dedi ya, ben maksimum tırtılım derim. Vay be.

-Dizinin gelmiş geçmiş en güzel çekimlerinden biri olsun mu bu sahne de? İçim zaten ılımıştı, şimdi katıların süblimleştiğini hissediyorum. Yeni yönetmenimize hoşgeldin diyelim, Barış Yöş'e de şimdiye kadarki her şey için teşekkür edip güzel dileklerimizi iletelim. Yönetmenin tarzını, açılarını, kompozisyonunu çok sevdim. Bana ilk bölümleri hatırlatan ama aynı zamanda üzerine deneyimler de koyup ileri giden bir havayı hissettirdi.

Defne'nin bir peri kızı gibi gelip, Ömer'i izlediği ve ona birbirinden güzel cümleleri ilk defa bu kadar hissederek ve orjinal cümlelerle, apaçık söylediği bir sahne izledik. Yukarıya ilk tırmandığında Necmi'yi görmesine kahkahalar atarken bir anda overdose aşka maruz kaldım.

Ne güzel olurdu Ömer bir anda dönüp sarılsa diye düşündüm kısa bir an, sonra vazgeçtim. Zira büyüsünü bozmamak lazım. Zaten Ömer bu anın hakkını o kadar güzel verdi ki, kafasına esip risk alan Defne hiç pişman olmayacak. Favori sahnelerimden biri olarak kaydet Mine.

*Defne oyunlar da oynasa, Ömer'i de sınasa, onu eeen başında kandırmış da olsa, ara ara kendini çekip üzse de Ömer ondan vazgeçebilir mi? Bu kadar aşık bir adamın Gallo geldiğinde büründüğü tavrı tamamen unutmak istiyorum, tahmin ettiğim planı hiç devreye sokmamış olduğunuzu ve Gallo'nun sadece seyirci baskısından dolayı gitmemiş olduğunu umuyorum.

Zira bu kadar güzel sevebilen bir adam başka birini göremez. Görürse de itinayla gözlerini oyarız zaten hiç problem değil ^.^ Defne'nin bu minik oyununu farketmiş olabilir Ömer, hiç sorun değil. İnanın bana asıl oyunu öğrendiğinde de Defne'nin beklediği kadar büyük tepkiler vermeyebilir. Ömer Defne tarafından yaralansa da, hayalkırıklığına uğrayıp güvenini kaybetse de, Defne'nin çabasına gerek kalmaksızın kendi kendini iyileştirir be sanki...

Ne demişler; "Beni sen öldürmüşsün ama mezarıma çiçek bıraksan affedecekmişim gibi".

Zira:

1 2 3
Pelin Arslan
03/05/2016 11:31
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR