Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Büyümelerinden vurdular seni çocuk!
Sezon: 1 Bölüm: 27

Ancak bir şey gerek. Ali sözden anlayacak halde değil, Ali kelimeleri duyacak kıvamda değil, Ali cümleleri benimseyecek kafada değil. Avuç içinin gitgide ivme kazanarak indirdiği darbeler, Ali’nin kalbine ulaşacak yolun kıyısında değil. Ancak bir şey gerek, ne gamzeler, ne dudaklar kurtarmayacak battığı yerden Ali’yi, Selin farkında. Çıkması lazım öte tarafta, kuyulara benzemez bataklık dibi. Sert bir şeyler lazım, tokattan daha sert, sözden daha işlevsel. Korku! Kaybetme korkusu. En güzel şeylerin, en güzel olduğunu kaybederken anlayan insanlık için, en büyük ders. Laftan anlamayana, şekille duygu aktarımı. Oyunlar AlSel’in kod adı. Cesaretin var mı diye başlayan her soru, yüreklerindeki sevginin büyüklüğü ile ilgili. Oyunun dozajına diyecek bir şeyim yok, kendine getirmek için yapılması gereken oydu. Ben olsam bende yapardım. Güzellik temalı konuşmalardansa dibe vurdurulmayı tercih ederdim. Dibe vurmanın iyi yanı, gidecek daha büyük bir karanlık olmadığından, çıkış yollarını aramaya çıkmaktır zira. Amma ve lakin, gülmek eğlenmek?!? Görüntülü aramada tokatı yiyen Selin’e Ali’nin can acısı üstüne ‘İlin di çık ığırmış’ komiklikleri?!? Ali’nin telefon kulübesinin başında parça pinçik oluşuna, ‘beter olsun’ nidası?!? Orada duracan aga. Sonuçta sıkıntı yok, destekteyim tam yanı başınızda, ulaştınız mı amaca, ulaştınız. Ama gidişat eksilerde. Hadi yap, onu da yap, aynı oyunu yap, ama arkadan gelen gülme eğlenme teması olmaz, olabilemez. Soruyorum: SİZ N’APTINIZ KALBİNİZE, VICDANINIZA? Değiştiriyorum konuyu, bip’li cümleler yaklaşıyor, yaklaşmasın.

Hayaller şehri terk eden Ali, bir yıl zaman atlaması, hayatlar DeliMavi Ali, bir hafta zaman atlaması. Patlayan bir silah, hedefini seçmiş ilerlerken, kim diyor boşluğa gitti diye, tıpkı üç mutlu yüzün bulunduğu fotoğraftaki gibi Haluk’un içinden geçti o kurşun. Haluk belki de ilk kez anladı ödettiği bedellerin ağırlığını. Haluk belki de ilk kez anladı Ali’nin babası olmayı. Bir kez daha: En güzel şeylerin, en güzel olduğunu kaybederken anlarsın. İnsanın evladından daha güzeli, kıymetlisi var mı dünya üzerinde? Baba olmayı öğrenemeyen Haluk için vardı elbette. Ama bu Haluk, “İstesem de bırakamam seni,” diyen, “Beni de al yanına, birlikte batalım,” diyen Haluk, baba olmanın altın kuralıyla verdiği sınavdan alnının akıyla çıktı benim nezdimde. N’olursa olsun, kim olursa olsun, yanlış ya da doğru, oğlunun yanında durarak yüz üzerinden yüz aldı benden. Yanlış anlaşılmasın, hatasına karşılık, aferin koçum patpatlaması değil kastettiğim. Sakince, durumu kabullenmiş, durumdan ötürü yaptığının yanlış olduğunu anlatacak konumda olmayan Haluk, bunu yapabilmek adına Ali’ye yalvardı, tut elimi diye. Yanlışın, doğru tarafından bakalım, doğrulardan yanlış çıkarmayalım, al beni de yanına diye. Ali’nin hikayesinde günah keçisi Haluk değil. Masum da değil, ama taşlanması gereken de o değil. Ben hala bulamadım suçluyu, hala yapışamadığım yakanın, hesabını soramadığım kırıklıkların peşindeyim. Ali gibi, Ali kadar. Bir suçlu olmadığını bile bile aramakta, ancak eli kolu bağlı, çaresiz kalmışların işi işte.

1 2 3 4
Buse Savaş
22/12/2015 14:57
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR