Ve hakikaten pişti oynadılar. Ne kadar da kahvehaneleri aratmayan bir ilişki. Ah Defne sen Ömer'in köşklerinin, dağ evlerinin hanımı olacaktın, o senin mahallenden Rüstem Abi'ne döndü. Adam yaşamadığı ne varsa üst üste yaşıyor vallahi, meslek lisesine gitmiş kadar oldu yanında, sağ ol var ol. Bence artık Serdar'ın işi falan çıktığında, Ömer'i arasınlar kahveye göz kulak olması için, vallahi gider Defne için bunu da yapar, bir iki saat durur, hem kızlar, teyzeler falan da gelir onu görmeye, müşteriler çoğalır.

Ve Ömer İplikçi pişti oynamayı da bilmiyormuş ooo may gattt, Defne öğretiyor ama adam ilk piştisini yaptığında bir de adama inanmıyor aç bakıcam diyor. Defne saçmalamada kendi rekorunu kırıyor. Yahu gaza mı geldin, yine bir karşındakinin kim olduğunu unutmalar falan. Yeryüzünde hileye başvuracak, haksız kazanç sağlamaya çalışacak son insan Ömer değil mi? Konuşmak için konuşma Defne. Kendini rezil ediyon, etme, eyleme. Ve Ömer, kıvrak zekasıyla yine de Defne'yi alt etmeyi başarır. Mesela Neriman bu gecenin sonunda, Ömer piştide yenilmiş olsa, yüreğine inerdi, "onca plan sen karizmanı yerlere ser diye miydi kuşuuuğğğğm" derdi,  iyi ki kazandın Ömer İplikçi!

Koray, Defne'ye "Ömer kafasını çarptı uyumaması lazım," diye yalan söylediği için, Defne Ömer'i uyutmamak adına kendini adeta oyunlara vuruyor ve sonunda, Doğruluk Cesaret oynamaya karar veriyorlar. Ama bu oyunun sonu da bizim için hüsrana dönüşüyor.

Ömer'in ne olursa olsun İz'i çok sevmesinden daha doğal bir şey daha göremiyorum, neticesinde beraber büyüdüğü ve dediği gibi çok şey paylaştığı birisi. Defne'nin İz'i kıskanması da çok doğal aynı şekilde olay da burada kesişiyor. Lakin Ömer'e, "Biz bitmedik mi hala?" diye sorması çok bi anlamsız. Yahu adam daha ne desin sana güvenmek istiyor, inanmak istiyor, çok seviyor, saklamıyor. Sence bittiniz mi canım benim? Esra'ya balık yedirdiniz de küçükken sen proteinsiz mi kaldın?

Sana sitemlerim bunlarla da sınırlı değillll Defociiğimm. Adam dürüstlüğünden ödün vermiyor; karşında açıkça, onu terkettiğinde ağladığını söylüyor. Evet sen de her gece ağlıyorsun ama adam çok kez sevilmediğini düşündü, seni anlayamadı, arkasından çevirdiğin işleri öğrendi. Hissettiklerin onunkilerle bir olabilir mi? Adama diyorsun ki, "ENGEL SENSİN" Bunu da kabul ettik diyelim, karakteri gereği kaldırabileceği bir şey değil itiraf etmen gerekenler. Ama bu böyle, bu uslupla, bu şekilde mi söylenir? Adamın zaten karışık olan aklı oldu mu sana uşak usulu kıymalı tarhana çorbası? Tereyağıyla pul biber ekmeye de devam ettin laflarınla. "ARAMIZA SEN GİRİYORSUN, SANA GÜVENMİYORUM" dedin diyosun adamın suratına suratına. "Bilki di şimdi sin iyin iyniyisindir, bin sini givinmiyirimdir" EH EL İNSAF BE DEFNE!

Güvenilecek ne yaptın sen Defne? Senin bir bildiğin olduğunu düşünebilirdi tamam ama adam sana o gece "beni inandir" dediğinde "neye" diye cevap veren sen değil miydin? Ömer'in de dediği gibi "gerçekten mi ya" "bana yalan söylüyosun, bir şey saklıyosun ama suçlu benim!" Ömer İplikçi, Ömer İplikçi olalı hiç görmedi böyle keder... Konuşmanın sonuna doğru hadi yine her şeyi unuttun bi atarlandın, bi sesin yükseldi yine Ömer'i kalaylamaya başladın hadi anladık içine ata ata şiştin patlıyosun artık tamam ama "defol ya" nedir? Vat daz it miin? Git az ötede patla, git Necmi'ye patla, doğrudan Neriman'a patla; ne biliyim git abine patla, Ömer'e değil.

Biz milyonlar olarak her şeyi en başından beri biliyoruz da yine de seni anlayamıyoruz o adam nasıl anlasın Defne? Ben her şeyi bildiğim halde bu atarına "pessss artık resmen draaamaaa" diye bağırıyorum evden, Ömer bak yine de sakin Defne.

Ve tanıdığımı sandığım, yaptığı hiçbir şeye şaşırmam artık dediğim Ömer İplikçi asıl şimdi çıtayı Allahuekber Dağları’na götürdü bıraktı bence. "BEN BULUCAM, BENDEN NE SAKLADIĞINI BULUCAM, BEN BULUCAM VE BİTECEK BU İŞ, BULUCAM DEFNE" dedi.

"Tamam sen benden bir şey saklıyorsun ve biz bu yüzden bir araya gelemiyoruz, engel benim karakter sahibi olup yalandan nefret etmem, tamam ortada bir yalan var, sen şey yapma aşkım ben bulurum, sonra sindiririm, sonra kabul ederim, sonra seni anlarım, sonra sana gelirim,  şey yapim o zaman herşey olacağına vardığında çaldırim seni olur di mi öyle?"

Bir,  "ben senin yerine de beni severim aşkım sen zahmet etme" demedi, onu da demesin artık zaten.

Söylesene kızımm, söyle senden öğrensin, elbette ki "ayy bu muydu tamam ya ben de bir şey sandım" diyip muhteşem gülüşünü atmaz ama bu aşkla üstesinden geleceğinize inanan sadece ben miyim?

Ve ne kadar sürer bilmiyorum ama herkesciklerden daha çok Ömer'in zekasına inanıyorum, bulur da, bulsun da.