Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
--Ve sabahında Defne, Hulusi dedelere kahvaltıya gider. Ama neden gider? Sen Neriman'a parayı ödeyip oyundan kurtulmak istesen de kadın yeterince net. Para istemiyor, anlaşmaya uyacaksın diyor. Öyleyse başka bir çıkış bulacaksın kendine ve Neriman'dan uzak duracaksın bu kadar basit. Senin orada ne işin var? Anlaşmaya uymayacaksın ki, Ömer'den uzak duruyorsun, bir evleniyim sonramıza bakalım demiyorsun. Öyleyse tekrar soruyorum orada ne işin var?
Gerçi, Hulusi'yle bir şey konuşacaktı müsait bir zamanda ama Sude yine masada bir kriz yaşatınca kaldı öyle. Aklından neler geçiyor anlamıyorum, ben de Ömer gibiiin seni anlamaya çalışmaktan yoruldum Defo, yo-rul-dum!
--Günün akşamı olduğunda, Neriman ve Koray şahane planlarını devreye soktular. Ömer ve Defne'nin telefonları alındı bir şekilde. Olay yeri, Sinan'ın odası olacaktı ama son anda telefonu problem çıkardığı için şirketin bilgisayarını kullanmaya gelen Sinan ve onun yanına iş için uğrayacak olan Yasemin birden boy gösterince, olanca zekasıyla kendi odasını akıl etti Koriiiiş. Yüz yaş yaşlandı bunları yaşarken, tansiyonları düştü, kırıştı be!
Defne-Ömer birleşmesi için yapılan plandan nasibini de Sinan ve Yasemin aldı tabii ki de, onlar da Sinan'ın odasında, kilitli kaldılar. Elektrikler kesik, telefon hatları iptal, koca plaza revolution yaşıyor ama Sinan ile Yasemin, şamdanlar ve müzik eşliğinde. Zaten Yasemin'in de kıyafeti buna müsaitti maaşaalah, üst kata çıkmasaymış, bir davete katılacakmış kendileri, Bihter Ziyagil'in ofis versiyonu.
Sinan da Yasemin de ilginç bir şekilde, birbirlerine hata olarak baktıkları halde, bu hatayı yapıp yapmamak arasında gidip geldiler her ne kadar neticesini henüz görmesek de, besbelli birbirlerine eskisi gibi arkadaşça bakamadıklarını anlamış olduk. Yazık oldu İso'm sana. Harcadılar seni. Ayıp ettiniz ama maaşallah sizin engel mengel kaygınız yok, her fırsatta birbirinize yürüyecek boyuttasınız, diğer odada birbirlerine ölümüne aşık iki arkadaş pişti oynuyor da.
