Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Boş Duvar
Sezon: 2 Bölüm: 1

Helen’da ise arabulucunun işi başından aşkın, zorunda kalmadıkça konuşmak istemeyen biri gibi. Esprili ve abartılı bir hali yok, ikisinden rol çalmıyor. En dikkat çekici fark oturma düzenlerinde. Noah ve arabulucu masanın bir tarafında, Helen ise diğer tarafta. Bu sefer adeta iki cephede savaşıyor gibi. Üstelik Noah ile arabulucunun kanları baştan uyuştu. Noah içeri girer girmez geç kalmış olduğu için hiçbir özür dilemeden adamın elini sıktı. Espri anlayışları da uyuyor, birbirlerini “kapiş”liyorlar. Bu anlatımda Helen görgüsüzce evim de evim demiyor, çocuklara yakın yaşasın diye şehrin merkezinde ailesinin maddi yardımıyla bir ev tutulmasını teklif ediyor. Dili tutulsaydı da etmeseydi, bu laftan sonra Noah içinde 3-4 kez “fuck” geçen cümle kuruyor ki o anda avukat devreye giriyor. Noah bencil, umursamaz, saygısız, terbiyesiz ve daha birçok şey. Ama hala Alison’ı seviyor. Kaçınılmaz Alison sorusu Noah’nınkinde tam taksiye binmeden, Helen’ınkindeyse bu sinir patlamasından sonra gerçekleşiyor.

Bu arada Helen’ın hayatında değişiklikler var. Aldatılmanın yarasını beş para etmez eski okul arkadaşıyla kapatmaya çalışıyor. Sadece Helen’ın eski arkadaşı değil, Noah’nın da geçen sezon, başı sıkıştığında kapısına gittiği en yakın arkadaşı Max... Beş para etmez diyoruz çünkü otel odasında sipariş verirken telefonda “bu oteli ben aldım” diye tükürükler saçıyor, bu lafı dedikten hemen sonra adamın penisini görmemiz boşuna değil. Helen’ın katlanamadığı bayağılıklar bunlar. Helen ise dağıttıkları otel odasının bile nasıl temizleneceğini düşünen biri.

Bu arada çocuklar çıldırmış durumda. Zaten anneanne ve çocuklar birbiriyle birlikte denenmeyecek içki gibiler, ikisi bir araya gelince etraf darmaduman oluyor. Sonra bir de arkadan konuşan tanışlar var. Rezil olduğuna mı yoksa farklı dünya görüşlerinden dolayı iki kelime edemeyeceğin insanların diline düştüğüne mi üzüleceğini bilemediğin. Helen da ne yapsın Washington Square’de oturup otunu çekiyor, fakat hala çocukları masanın başında toplamayı onlara şefkatini gösermeyi başarıyor. Sonra Helen’ı neden seviyorsun, işte bu yüzden.

1 2 3 4
Özge Doğan
28/09/2015 00:05
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR