Can’ın bu olayı mahalle sakinlerine anlatması elbette ki kolay değildi, “Babür sizden hatıra almak için girmiş evlerinize,” diyemezdi ya… Birkaç kere anlatmaya çalıştıysa da başarılı olamadı ve tek çare saklanabildiği yere kadar saklanmaktı. Kimden mi? Tabii ki Güneş’ten. Güneş, sarsılan güven ortamından faydalanmak ve fırsattan istifade mahallenin kahramanı olmak için kollarını sıvamıştı. Tüm organizasyonu yaptı ve hırsızı aramaya başladı. Hatta civar kahvehanelerden adamlar dahi topladı mahalleye… Can ve Babür’ün kaçış yolları daraldıkça daralıyordu. Eşyaları geri koyalım dediler, onu da beceremediler. Beceremedikleri gibi Külkedisi Babür’ün ayakkabısını da Güneş’in ofisinde bıraktılar. Güneş, o ayakkabıyla hırsızı bulmaya çalıştı. Neyse ki bu “masalsı” plandan tez zamanda vazgeçti.