Ertesi sabah kahvaltıda Fehmi ve Mukaddes'in hafta sonu kaçamağı yapacaklarını öğrenince, bir de üzerine Gülsüm Hanım'ın da birkaç günlüğüne av köşklerine gideceğini duyunca bakışarak anlaştılar. Hafta sonu ev boştu ve nikah evde olacaktı!
Bu sahnede de beni güldüren bir detay vardı. Gizlice kıyılacak nikah için güvenli bir yer bulduklarına sevinmek yerine Zeynep şaşkın bir ifade ile 'Sizin av köşkünüz mü var?' deyince Fatih de ben de baya güldük. :)
Nikah günü her şey hazırdı. Hatta arkadaşları bizimkilere sürpriz yapıp gelinlik ve damatlık bile almışlardı. Nikah memuru da gelmişti.
Her şey bir imzaya kalmıştı. Zeynep ve Fatih artık resmen evli olacaklardı!
Ama o da ne?
Zeynep söyledikleri tüm yalanları ailelerine itiraf etmeden evlenmek istemiyordu. Önce herkes her şeyi öğrenmeliydi, nikah sonra kıyılmalıydı. Babaanne Gülsüm Hanım kendi kanından bile olmayan Selim bebeğe bırakmıştı tüm mirasını. Bu durumu içine sindiremiyordu Zeynep.
Fatih ne dediyse ikna edemedi Zeynep'i. Bizim Karadeniz kızı kararlıydı. Gerçekler bir bir anlatılacaktı.