Okuması izlemesinden daha heyecanlı!
logo logo logo logo logo
Bu sitede yer alan yazılardan yazarların kendisi sorumludur.
Referans vermeden kullanmayınız.
ÖZETLİYORUM
Başka hiçbir şeyin umrumda olmadığını anlamıyorsun değil mi?
Sezon: 1 Bölüm: 32

*Bu Koray, beni her daim güldürüyor. O bir fenomen, her eve lazım. Ama avam avam ev oturmasını sevmiyor. Onun gibi olun. Herkes onun gibi olsa, dünyada acı  falan kalmaz.

-Suskunluğum asaletimden Koray Bey

-Benim suskunluğum da senin sefaletinden.

Ya her bir repliğini kocaman kocaman yazıp gülmek istiyorum Koray Sargın. Seninle karşılıklı oturup biraz kanka mı olsak ya sever misin acaba beni? Yine kahkaha krizlerine soktun, çok teşekkür edoyoroom. Yoo yoo senin gibi edemedim :)

*Bir Biyociğğğno Meselesinin tam göbeğindeyiz. (Allah'ım bu adamın adı nasıl yazılıyor ben neden İtalyanca falan öğrenmedim neyse ki Pelin’ciğim imdadıma yetişti, böyle okunduğu yaz adını fikrini verdi, kocaman öpücükler) Sinyor, işleri bırakmak, şirketini devretmek zorundaymış. Yani Ommaar'ı ve Sinan'ı çok zor durumda bırakıyor. Acilen Milano'ya gidilmesi ve şirketi devralacak kişilerle görüşülmesi gerekiyor. Nazlıcan da almış Milano bilgisini ve püskevitlerini, Defne'ye ofis içi komşu ziyaretine geliyor. Hayır dedikodu ile kalkınan bir şirket yapmışlar resmen. Bunu öğrenen Defne, soluğu Ömer'in yanında alıyor.

En başlardaki gibi tatlılar tatlısı bir Defne var karşımızda. Naif, içten ve inanılmaz açık sözlü. "Çok kalma özlerim," diyor, sadece Ömer'in değil, benim de aklımı başımdan alıyor. Kıskanmaya da devam ediyor, İz'in gelip gelmediğini anlamaya çalışıyor. Gelmediğini öğrendiğinde de derin bir ohh çekiyor. Bir süre önce, birlikte gitmeyi hayal ettikleri hatta Ömer'in evlenelim dediği yere, şimdi Ömer'in yalnız gitmesi ve içlerinde bulundukları beraber olmama durumu, ikisinin de içini yakıyor aslında. Ama Ömer çok net. Beraber gitmeleri için hala bir ihtimal var ama bir gün eğer sorunları çözerlerse..

*Koray Sargın, Koriş’liğini yapıyor ve ofiste yaptığı ulusa sesleniş sohbetinde, Galo'nun Ömer'i beğenmediğini ağzından kaçırıveriyor. Dedikodu bu, İslamiyetten hızlı yayılıyor Passionis'ten Cherie'ye, Yasemin'e ve en önemlisi de Defne'ye. Derya'yı evladım olsa sevmem diyordum, içine düşen kurtlar parçalasın seni diye epey laf ettim ama Ömer'in karşısına geçip "Ben sizi beğeniyorum," dediğinde gülmekten öldüm, ama fazla bi yiyecekmiş gibi baktı, bakma ne bakıyon öyle, allah allah.

Defne sağolsun beni fazlasıyla temsil etti, sağ olsun var olsun. Her bir cümlesinde "Yürü be Defne!" diye tezahüratlar yaptım, alkışlarla destekledim. Seeen kim Galo, sen kimmm. Tanımadan sevmedim, tanıyınca da sevmicem. Hayırdır diye sormazlar mı ya? Sorarlar, sor Defne. Dediğin gibi, hava soğuktur, kafayı üşütmüştür o. Mantıklı birisi Ömer'in çizimlerini beğenirdi çünkü, katılıyorum. Konuş Defne, hadlerini göster herkese, benden sana tam destek!

*"Hayranlığın bence aşkla çok ilgisi var." Ben bu cümlenin üzerinde durur, bir çay demlerim izninizle. Evet Defne hayrandı Ömer'e. Daha üçüncü bölümde dile getirmişti hatta bunu, sebze suyunu hazırlarken. Mükemmeldi, kusursuzdu Ömer. Doğru söylüyordu Defne, kimsenin de onun hakkında kötü bir şey konuşmasına izin vermezdi, vermemişti de hiçbir zaman. Defne duramıyordu, aşkını alnına yazıp geziyordu adeta. Ömer de şaşkındı, bilmediğim bir hastalığım var da ölüyorum herhalde diye düşündü. Defne'nin durmaya niyeti yoktu, Galo'ya bir temiz dayak atma hayallerini paylaştı. Ben yine evden "Helal Defne!" diye bağırıyordum. Ömer'in de dediği gibi Defne, "NE TATLISIN SEN YAAA..."

*Yalnız Koray iki dakikada Ömer'i gömdü. "N’apcan hayatım, bu kadar çıkıyor adamdan, atsan atılmaz satsan satılmaz," dedi. Lafları bir bir geçirdi. Koyunun olmadığı yerde, keçiye Abdurrahman Çelebi derlermiş. Koray’cığım bak seni karşıma almak istemiyorum, iyi ki Defne orada da koruyor Ömer'in prestijini. Koray, çok da güzel bir şeye vesile oldu aslında. Galo'nun, Ömer bir kadınla aynı evde yaşamadığı için böyle düşündüğünü dile getirince, Defne dayanamadı. Aldı eline kalemi, "Benimle yaşa, kaliyim senle bir süre, herkesin çenesi kapansın," yazdı, uzattı Ömer'e. Defne bu hareketiyle, romantizm rekorları kırdı bence kendi içinde. Sevdiği adamı korumak için, onun en iyisi olduğunu herkes görsün diye, yine yaptı koruyucu melekliğini. İyi ki de yaptı! Ömer bir gitti geldi ama maaşallah hiç anlamadık, cool adam neticede. Bi rbakışıyla anlatıyor her şeyi, artık yutkunmalarından falan çözüyoruz biz olayı.

*Tabiikisi kafası karışıyordu Ömer İplikçi'nin. Şimdi ben burda sana bir kaç kelam edicem Ömer'ciğim, neticede biz bizeyiz. Lansman muhabbetlerinde, "Yaşasak ya böyle, beraber" diyordun Defne'ye şimdi neden "Yapabilecek miyiz sence?"ye geçiş yaptın? Defne'nin de dediği gibi, sonuçta sen ona evlenme teklifi etmiştin. Malum evlenince aynı evde yaşamalar falan oluyor, alışırsın. Anlıyorum tamam kızgınsın da bir dur, "kal bu gece" "gitme zaten kal"  dediğin kız "BİRLİKTE YAŞAYALIM" diyor.

Kesin o an Ömer mevzuyu cidden idrak edemedi. O yüzden çok şeyapmak istemiyorum. Başka açıklaması olamaz bunun. Zaten İz aradığında da, "Sadri Ustam gelecek yarın gidelim yemeğe," dedi, Defne'den iz yok adamın aklında. Defne gelinceye kadar, umutlanmak istemedi sanırsam. İki hafta, iki arkadaş gibi, ay hık diye gidecem. Kalp var ben de desem Defne? Ay vicdan falan yaparsın sen şimdi, yok kalp, kalpsizim ben sen yeter ki devam et.

1 2 3 4 5
Dilara Pamuk
07/02/2016 13:30
YORUMLAR




BUNLAR DA VAR