Ertesi gün pazar dönüşü Ayfer’le yolda yürürlerken siyah bir minibus yanlarına yaklaşığ Ayfer’i karga tulumba arabaya attılar. Sonra da yanlış kadını kaçırdık deyip O’nu indirip Ayfer’i bindirdiler arabaya. Böylece dizimizde kaçırılan kadınlar arasına Yadigar da girmiş oldu.
Kısa sürede İdris’in kaçırdığını anladılar Yadigar’ı. Darbeli, Fatih ve Orhan peşine düştüler İdris’in. Rize’de diye haber aldılar ve Fatih’in uçağına atladılar. İstikamet Rize!
Uçakta, fırtına yaklaşıyor diyerek şaka yapan Fatih Haydar’ın bayılmasına neden oldu ama neyse ki bu pürüz dışında Rize’ye sağ salim gitmeyi başarılar.
Yadigar kendine geldiğinde bilmediği bir evdeydi. ‘Ha bu yaştan sonra kaçuruldim’ diye dövündü. Ama kimin kardeşi, bir punduna getirip İdris’i bacağından vurdu Yadigar. Sonra da tabana kuvvet koşarak kaçtı oradan. Sonra da geri döndü, ya adam öldüyse diye. Sonra da İdris’i karşısında ilanı aşk ederken buldu. Ben seni kendimi bildim bileli seveyrum dedi İdris. Meğer hep beklemiş kadını. Evlendiğinde, kocası öldüğünde, yas tutarken…
Şevket, kendisini kandırıp kamp diye ormana götüren Zeynep ve Meryem ile yolda giderken Yadigar’la karşılaştı. Senin burada ne işin var diye sorunca, İdris beni kaçırdı ya, dedi Yadigar. Tabii Şevket’i tutabilene aşk olsun! Koştuğu gibi İdris’i vurmaya. Neyse ki Fatih kafasına kürekle vurdu da adamı vurup hapse girmekten kurtuldu Şevket Reis. Ardından da Orhan silaha davranıp adamı vurmaya kalkınca bir kürek de O yedi.