Ayrılmak isteyen bir adamla uğraşmak zor, eğer sinirlenirseniz ardına bakmadan kaçacaktır. Bir şans daha vermesi için yalvarmanız da bir işe yaramaz. Mesele aslında ne sizinle ne de ikinci kadınla ilgili. Mesele onun kendiyle ve nasıl bir gelecek planladığıyla ilgili. Direnmek ya da yeni yaşamını onaylamamak daha da uzaklaşmasına yol açar. Yaptığı çok yanlış da olsa omuzlarından silkeleyip katlayıp kenara koymak isteseniz de, yargılayarak yanınızda kalmasını sağlayamazsınız.
Helen, o kadınla mı birlikte yaşıyorsun gibi zevzek ve zavallı sorular sormak, adamın kitaplarını bile mahkeme kararından sonra alacağını söyleyip vermemek gibi boş işlerle uğraşıyor. Çocuklara boşanacaklarına dair en ufak bir bilgi vermeden, babalarının orta yaş krizi geçirdiğini söyleyerek hem yalan söylüyor, hem de babalarına karşı onları kullanıyor.
Helen, kimseyi affedemiyor. Onun şu anda istediği kendisine ve etrafına acı vermek. Böylece yeni insanlarla da tanışamayacak. Tanışsa bile sevgi ve güven üzerine bir ilişki kuramayacak. Kızgın olduğu için yaralarını saramayacak. Dolayısıyla, zehirlenmiş bir kafa ve vücutla gezecek. Bu kadar bilendiği kocası Noah hayatında memnun bir şekilde ilerlerken, Alison’la birlikte göl kenarında yemekler yiyip danslar ederken, Helen kendisini reddeden, istemeyen bir adam yüzünden kendisini zehirlemeye devam edecek. Ne diyeyim, fazlası fena bağımlılık yapar, aman ha!