Ay Yapım dizileri ise, cinselliği hayatın bir parçası olarak göstermek açısından diğerlerinden ayrılıyor. Aşk-ı Memnu, Kurt Seyit &Şura, Medcezir’de gerek ana karakterlerYaman-Mira, gerek büyükler Selim Serez- Deniz, Sude- Bay A.Ş.K, Kenan , Orkun-Hale başta olmak üzere karakterlerin hepsinin bir cinsel hayatı var ve bu durum hikayenin doğal akışı içerisinde aktarılmakta. Yine Kara Para Aşk’ta Nilüfer- Metin, Elif-Ömer sevişen çiftler. Karadayı'da da Mahir ve Feride vuslata ermişti.
Çoğu zaman ekranda muhafazakar seyirci yapısı öne sürülerek cinselliğe yer verilmiyor. Ya da problemli ilişkiler yansıtılıyor.
Örneğin karakterlerin seviştikleri zaman sonrasında hemen çocukları olması lazım. Bu karakterlerin finansal, profesyonel ve duygusal hayatlarını da etkileyen büyük bir karar aslında ama nedense öyle sunulmuyor, sanki çok kolay bir durummuş gibi aksettiriliyor ve bebeklerin kendi rızkıyla büyüyeceklerine dair bir yaklaşım var. Yine 1800lü yıllardan kalmış bir fikirle, erkeklerin kolay ulaştıkları şeyleri önemsemedikleri, kadınların değerlerinin bekâretleri ile bağlantılı olduğu ve erkekler tarafından belirlendiğini vurguluyor.
Erkek karakterler ise, cinselliği tamamıyla kendiyle ilgili bir olay sanıyor. Çoğu zaman birini baskı altına almak ve fethetmekle ilişkilendiriyor. Ya da karılarının yerine getirmesi gereken bir görev gibi görüyor.
Halbuki seks sahneleri, diyalog olmadan hikaye anlatmak, karakterlerin iletişimini göstermek bakımından son derece etkili. Dizilerde cinselliğe yer verilmesi ya da kutsal değerlerin ön plana çıkarılması daha iyi hikâye anlatıldığı anlamına gelmiyor. Ama karakterlerin hayatlarını nasıl yaşadığı konusunda daha dürüst bir anlatım olmasını sağlıyor.
RTÜK dengesinin değişmesiyle birlikte birbirinin alnından öpen, ulvi aşklar yaşayan TV karakterleri farklı bir seyir izleyecek mi hep beraber göreceğiz. Fanlar sosyal medyadan vuslat tezahüratları yaparken, yapımcılar bu kadar önemli bir unsuru göz ardı etmeyeceklerdir sanıyorum.