Yapım tasarımcısı Craig Stearns, CTU (Counter Terrorist Unit - Anti Terör Birimi) bölümünü ve dizide kullanılan mekanların bir çoğunu altı haftada tasarlayıp yepyeni bu stüdyoda kurmuş. Dizideki bazı evler de stüdyoda oluşturulmuş, hatta pencereden sokak manzarası olarak görünen yerler, karşı duvara asılmış koca resimler aslında. Hollywood’daki bütün stüdyoların 30’lardan kalma olduğunu ve şimdinin teknik ekipmanları için yetersiz olduğunu söylüyor Stearns. Bir alışveriş merkezinin yerine inşa edilen bu çok yüksek tavanlı devasa mekanda kurulan CTU’nun şimdiye kadar ki 24’ler içinde en gelişmişi olduğunu belirtiyor. Duvarlarda 125 ekran var, bir de üç panelli dev ana ekran. Ekranların hepsi kontrol odasından yönetiliyor. Çekim sırasında 80’e yakın figüran bu mekanda vızır vızır çalışıyor. Gerçekte böyle bir birim yok ama Stearns’e göre kocaman havalandırma sistemlerinden anladığımız kadarıyla burası yer altında. Peki cep telefonları nasıl çalışıyor? “24 saat içinde tuvalete giden olmadığı gibi, cep telefonları da çalışıyor işte,” diyor gülerek.
Bilgisayar grafiklerinden sorumlu olan Fransız Olivier Benamou, her bir ekrandaki görüntüden, ayrıca dizinin bütün görsel efektlerinden sorumlu. Geçirdiği motosiklet kazasından sonra bir buçuk yıl eve mahkum olunca “Seni yeneceğim bilgisayar,” diyerek başlamış işe, alaylı yani. Üçüncü sezondan itibaren 24’te, Homeland’in ilk sezonunda da çalışmış. Teknik olarak en zorlandığı kısımlar gündüz yapılan çekimleri bilgisayarda gece çekimi haline getirmek. Biz 10. bölümün çekimine katıldık kısa süreliğine, o sahnede CTU’nun bütün ekranlarında ‘Breaking News / Son Dakika’ görüntüleri vardı. Yalnız haberin ne olduğunu söyleyemeyeceğim, kağıt imzaladım. ‘10. bölümde olaylar, olaylar’ diyelim kısaca.
Not: Bu yazının Hürriyet Cumartesi'de yayınlanmış versiyonu.