Tunç kafasında kurdukça kurar, içinde biriktirdikleri artık ona fazla gelir. Ve kendisini Mert’in evinde bulur.
Haklı olarak nişanlısını neden öptüğünü sorar. Mert her zamanki asiliğiyle ‘’Sana ne?’’ diye bağırır. Ne demek sana ne? Adamın nişanlısı, evlenecekler, bu zamana kadar sen yoktun, mutlulardı, tüm hayatlarını altüst ettin. Ne demek sana ne Mert?
‘’O benim ilk aşkım çocuğumun annesi. ‘’ Peki hamileyken neredeydin? Onca sene Umut kendi hayatını tırnaklarıyla kazıyarak kurarken neredeydin ? Bize yakın bir ev tut Yaz için derken, neden öfke krizine girip Umut’a ağzına geleni saydın ?
E Tunç da insan; onun da sabrının bir sınırı var.
Şu sakin sessiz adamı bile çıldırttı; Mert’ten korkulur. Ama bu sahnede ben bir gülümsedim açıkçası Mert’in onca yaptıklarına çok güzel bir karşılık oldu. Ellerine sağlık Tunç.
Mert de durur mu yapıştırdı yumruğu. Sonrası ateşli bir kavgaya dönüştü tabii. Tam vazoyu Mert’in kafasında parçalayacakken kendini durdurdu Tunç.