OE: Açıkçası ben son yayınlanan bölümü beğenmedim. Çünkü ben artık dizinin dört nala finale gitmesini istiyorum. Nasıl bir final olacağının ilk izlerini Ruth’un ani ziyaretiyle anladık. Belli ki Alicia sonunda Peter’a tekmeyi vuracak, Peter da belki yeniden hapse girecek. Bu kadar heyecanlı bir durak varken King’ler hala takıntılarını sürdürmekte direniyor. Tuhaf avukat Elsbeth Tascioni’nin her türlü karakter özelliğini defalarca gördük, şimdi yeniden aynı konuyu ziyaret ediyorlar. Üstelik bir kez daha o küçük ofis, kapının masaya vurma esprisini yaptılar. Doğrusu NSA’in telefon dinleme hikayesinden de zaten fena halde sıkılmıştım, şimdi yine tam da gerizekalı gibi karikatürize edilen NSA görevlileri hikayenin merkezine oturuverdi.
YK: Buna katılıyorum. Elsbeth Tascioni’yi niçin bu kadar sevdikleri bir muamma. Diğer avukatlarda harika yan karakterler var. Mesela şu doğuran ve çocuğunu da mahkemeye getiren Martha Plimpton’ın oynadığı avukat, ya da Michiganlı muhafazakar genç avukat kız gibi… Tüm bunların arasından ısrarla Elsbeth Tascioni’yi kullanmalarından hoşlanmıyorum. Tascioni bir freak şov gibi ve özellikle Eli’la yan yana geldiklerinde dizinin dengesini bozuyor.
YK: Seks de geri döndü diziye.. Bir şeyi fark ettim dizinin bu sezonuna kadar Alica’ya seks sahneleri hep asansörde yazıldı. Will ile bitmeyen bir asansör sahneleri vardı, bir önceki kolisi kampanya menajeriyle de evdeki asansörün önünde öpüştüler ilk, Jason’la da ilk öpüşme asansörde oldu. Ve meşhur ofis seksleri... İçki şişesi sahnesi harikaydı. Jason önce şişenin tıpasını çıkardı sonra da Alicia’nın tıpasını. Benim de tıpamı açmış olabilir fark etmeden. Jason karakteri bence King’lerin ve dizinin cast direktörünün hepimize armağanı. Herkes ona vermek istiyor gibi. David Lee ve hatta imalı bakışlarıyla Diane. Ve dizinin tüm dünyadaki milyonlarca takipçisi. Bu arada tebrik ederim. Tanıdığım tüm izleyiciler arasında Alicia’nın içki problemine ilk dikkat eden sen oldun. Şaraptan tekilaya geçerken bunu söylemiştin, kadın şimdi şişe şişe votkaya döndü.
OE: Burada konuşmuştuk galiba, Olivia Pope şarap içtiği için Alicia’ya yeni bir içki gerekiyordu. Tam da depresyonuyla iyi gitti tekila sanırım. Sadece ben değil Jason da Alicia’nın alkolizme doğru gittiğinden endişeli ki bu bir mesele oldu. Tabii şunu da anlamadım: Tam bir alemlerin adamı, sesi gece hayatı ve içkiden kadifeleşmiş ve her akşam bir büyük devireceğinden hiç şüphe duymadığımız Jason neden birden bu konuda aşırı duyarlı oldu? Gel de seksizmden bahsetme yine… Acaba bir kadının bir büyük devirmesi hala tabu mu, kabul edilmiyor mu? Bir baba figürü gibi Jason’ın yapma kızım diye doğru yolu göstermesi mi gerekiyor? Bazen çok tutarsız davranışlar bulunabiliyor karakterler. Mesela tanıdığımız Eli Gold asla ve asla yaptığı bir pisliği kimseye söylemez. Hele hele pişman olmak, üzülmek, içini kemirmek falan hiç Eli’lık davranışlar değil. Bir robot Eli; üstelik adi bir robot. Ona ne duygusu ekliyorlar? Zaten robot olduğu için onu insanlaştırmak üzere kızını birkaç bölümde araya serpiştirdiler. Doğrusu, Eli’ın kızı beni Alicia’nın lüzumsuz kızı Grace kadar rahatsız etmiyor. Ama tabii fazla rol çalmaya başlayınca o da gözüme batmaya başladı.
YK: Iyy Grace... Bu kızın başına kötü bir şey gelmeden dizi biterse çok üzülürüm. Eli ve sevimsiz kızı da ölsün artık. O kız kibbutzda mı çalışmış? Niye zengin babası Eli ona para vermemiş ki orayı anlamıyorum ben. Kız şimdi de meyve sucuda bokuyla oynuyor. Biraz tuhaf oralar.
OE: Sadece konu olsun diye doldurulmuş, ben artık o bölümleri izlerken dikkat bile etmiyorum. Yıllardır televizyon izleye izleye şunu öğrendim: Yan karakterlerin hikayelerini takip edersen sonu hiçbir yere varmıyor. Mesela Friday Night Lights’da direkt olarak koçun kızının öyküsünün olduğu yerleri ileri sarıyordum, diziden aldığım taddan hiçbir şey eksilmedi. 24’te de Jack Bauer’in aptal bir kızı vardı, yine hikayeyi saçma hale getiriyordu. O yıllarda loft’ta DVD’den 24’ü 24 saatte izlemek için evde parti yapardık, kızarmış tavuk ve birayla. Herkes toplu halde o kızdan nefret ederdi. Sanırım bende dizilerdeki kurgu kız çocuklarına karşı bir nefret oluştu. Ne yazık ki bu teorim her zaman tutmuyor. Hatırlarsan, Kalinda’nın kocası da büyük bir vakit kaybıydı ama belki bir şey çıkar diye ileri sarmadan izledim. İzledikçe de küfrü bastım.
Yazı üçüncü sayfada devam ediyor.