Olivia Wilde tarafından canlandırılan Devon, Richie’nin karısı ve çocuklarının annesi olmadan önceki Andy Warhol şürekâsıyla birlikteki geçmişiyle hem çok gerçek, hem de çok tanıdık bir karakter. Devon, çoğu rock’n roll emeklisi kadın gibi artık şehirden uzakta güvenli bir mahalleye yerleşip, çoluk çocuk, yemek, ütü derdindedir. Elbette bu sıradan hayat bir zamanlar Velvet Underground tayfasıyla fırtınalar estiren bir kadına yetmez.
Richie ve Devon, hayallerinden vazgeçip daha azına razı olmuş insanlar olarak birbirini tamamlayan bir çift. Hâlbuki New York canlı, kulüpler, müzik, görsel ve işitsel sonsuz heyecanla dolu bir şehir. Kendilerini dizginlemeye devam ettikleri sürece patlamaya hazır bir bomba gibiler, evliliklerinin parçalanması an meselesi.
Vinyl’ın ilk bölümü Martin Scorsese tarafından yönetilirken, ikinci bölümde Sopranos ve Boardwalk Empire’dan emekli Alan Coulter’un imzası var. Dizide dönem şarkılarının orijinali değil icrası kullanılıyor ama yine de R&Bden, erken dönem punkına, Gimme Shelter’a kadar her bir şey var. Bu arada geçen hafta HBO dizinin ikinci sezon onayını verdi, duyurulur.
Vinyl, görünürde rock’n roll dizisi olmakla birlikte aslında bir tür aziz menkıbesi gibi. Enstrüman çalabilecek kadar yetenekli ve kararlı olamayan ama müziğin sihrinden de mahrum kalmak istemeyen insanların heyecanlı, kısmen hazin ve eğlenceli hikâyesini anlatıyor. Richie Finestra tıpkı bir anka kuşu gibi küllerinden doğduğu zaman etkilenmemek imkânsız. Neticede bir kenara atılan hayaller, küllenmiş ateşleri canlandırmak bir kıvılcıma bakar.