Ekrana geldiği ilk günlerde Amerikalı sevilen dizi Revenge’in uyarlaması olacağı –üstelik senaryonun Berkun Oya tarafından kaleme alınacağı- için merakla beklenen İntikam, gerek oyuncu kadrosu gerek hızlı ilerleyen temposu ile bir süre de olsa izleyenleri kendisine çekmeyi başarmıştı. Ancak, türlü sansür, Yeşilçam draması niteliğindeki senaryo ve ‘Türk kimliği’ne uyarlama çabaları arasında dizinin heba olduğunu söylemek çok da haksız bir yorum olmayacaktır.
Şu anda ikinci sezonu ve 37. bölümüyle ekranlarda olan ve Yeşilçam anlatı yapısını günümüze uyarlayarak tüm melodramatik ögeleriyle bir neo-Yeşilçam anlatısı sunan İntikam için bölüm özetinden ziyade, genel bir değerlendirme yapmak daha doğru olur. Ama öncelikle, dizinin hikayesini çoğumuz bilsek de kısa bir hatırlatma yapmakta fayda var. Babası Adil Çelik, ‘Arsoylar’ tarafından atılan bir iftiraya kurban gidip hapse girilince ve cezaevinde yine ‘Arsoylar’ tarafından öldürülünce intikam almak için yola koyulan Derin’in hikayesi İntikam. Adil’in yöneticiliğini yaptığı banka dolandırılmış ve suç Adil’e atılmıştır. Cezaevinde, kızı Derin’in kendisinin masum olduğunu öğrenmesi için yazdığı günlükler ancak on sekiz yaşına gelince Derin’in eline geçer. O güne kadar babasının suçlu olduğunu sanan –öyle inandırılmış- Derin on sekiz yaşına kadar yetimhanede büyümüştür. (Annesi de ortalıkta olmayan ve ilerleyen bölümlerde akli dengesi yerinde olmayan, kocasının katiliyle ilişki yaşayan ve kocasının suçlu olduğunu düşünen biri olarak ortaya çıkan bir karakterdir.) Babasının günlüklerini okuyunca intikam planları yapmış ve bu uğurda çeşitli eğitimler almış Derin bütün geçmişini silerek intikam almak istediği insanların yaşamına Yağmur Özden olarak girer. Yağmur, elinde bir fotoğraf, fotoğrafta babasına kötülük yapmış herkes, kafasında intikam planları ve sahip olduğu güzellik ve servet ile artık Arsoylar’ın hayatına girmeye hazırdır. Önce Arsoylar’ın malikanesinin yanına – büyüdüğü eve – yerleşir, sonra Arsoylar’ın oğlunu kendine aşık eder ve planlar tıkır tıkır işlemeye başlar.
Hikayenin gerisi Yağmur’un Arsoylar’ın hayatını kabusa dönüştürme ve tüm o pırıltılı yaşamın arkasındaki dolapları ifşa etme planları üzerine kuruludur. Tabii bu arada bazı yardımcı ‘kötüler’ in de hesabı kesilir. Ama nihai amaç Adil’in masumluğunu Arsoylar’a kabul ettirmek ve üzeri örtülmüş bir hikayeyi açıklığına kavuşturmaktır.